Çocuklarda 2 Yaş Sendromu olarak bilinen durumun neden gerçekleştiği ve böylesi bir durumda anne babaların nasıl davranması gerektiğini biliyor musunuz ?

Çocuklarda 2 yaş sendromu olarak bilinen dönem, ortalama 1 buçuk ile 3 buçuk yaş arasında görülen dönemdir. Bu dönemde çocuklar, bebeklik çağını tamamlamış ve kendini anne baba ve diğer aile üyelerinden ayrı bir birey olarak görmeye başlar. Buna bağlı olarak birçok şeyin kendi tercih ettikleri şekilde olmasını istemeye başlar. Bunu yaparken de doğru – yanlış ya da mantıklı – mantık dışı gibi kavramları düşünmezler. Büyüklerinin söylediklerinin aksine davranmayı tercih ederek kendi varlıklarını ispatlama yolunu tercih ederler.


2 Yaş Sendromu Neden Gerçekleşir?

2 yaş sendromu yaşayan bebeklerde yapılan gözlemler bu durumun, yürüme eylemiyle doğrudan ilişkisi olduğunu ortaya koymuştur. Ortalama bir yaşından sonra, kimsenin yardımı olmadan ayakta kalabilen ve yürümeyi öğrenen bebekler için oldukça önemli bir eşik aşılmıştır. Artık kendi başına yürüyebilecek ve istediği her şeye ulaşabilecektir. Yürümeyle birlikte bebeklik dönemi de son bulmuş ve çocukluk dönemi başlamıştır. Bu durum, bebekte bağımsızlık duygusunun yoğun bir şekilde hissedilmesini sağlar. Araştırma, karıştırma ve keşfetme davranışları da çocukların bu dönemdeki merak duygularından beslenir ve doğru kontrol edildiğinde hayata dair bilgi edinmeleri ve deneyim kazanmaları konusunda yardımcı olur.

2 Yaş Sendromu Belirtileri Nelerdir?

2 Yaş sendromu olarak adlandırılan dönemde artan keşfetme ve bağımsız davranış eylemleri, ebeveynlerle bir inatlaşma ve mücadele süreci olarak da anlaşılabilir. Bu dönem içinde çocuklar ayrı bir birey olduğunun farkına varır ve özgürlüğün tadını çıkarmak ister. İstediklerinin yapılmaması durumunda öfke temelli davranışlar gösterebilir, saatlerce ağlayabilir ve kendini oradan oraya savurabilir. Bir an içinde karşısındaki eşyayı ve / veya nesneyi delicesine isteyebilir ve karşı konulması durumunda ciddi tepkiler gösterebilir. Öte yandan, yine 2 yaş sendromu içinde gözlemlenen diğer davranışlar, itiraz ve reddetme davranışlarıdır. Uyku düzeni, beslenme ve öz bakım gibi konularda, başta anne olmak üzere tüm aile bireyleriyle çatışma hâlinde olabilir. Örneğin, beslenme zamanında karnı aç olsa bile sırf sizinle inatlaşmak ve kendi istediği olsun diye yemek yememeyi tercih edebilir.

2 Yaş Sendromu Karşısında Ebeveynlerin Neler Yapması Gerekir?

Çocuğunda 2 yaş sendromu belirtileri gözlemleyen ebeveynlerin bilmesi gereken ilk şey, bu davranışların dönemsel bir tutum olduğu ve yaşanan sorunların çok uzamadan çözülebilecek olduğudur. Ebeveynlerin bu dönemde, dikkatli ve soğukkanlı bir şekilde hareket etmesi, çocuğu kendisine rakip olarak görmemesi ve çatışma anlarında çocuğun dikkatini farklı yönlere çekmesi önerilir. Eğer çocuğun diretmekte olduğu eylem, kendisine ya da çevresine zarar vermiyorsa, yaptığı etkinliğe karşı çıkmayarak, onunla aynı fikirde olduğunuz ve aynı şekilde düşünebildiğiniz hissini çocuğunuza aşılayarak, bu dönemi daha rahat bir şekilde atlatmanızı sağlayacaktır.

Başkalarının duygularını anlama ve bakış açılarını kestirebilme konusunda yetersiz olan çocuklar için bu gerçeği bilerek hareket etmek, anne ve baba için rahatlatıcı olacaktır. 2 yaş sendromu olarak adlandırılan dönem geçicidir ve belli bir dönemin ardından inatlaşmanın da şiddeti azalacaktır. Ebeveynler bu tür durumlar ile karşılaştıklarında çocuğunun rakibi olarak gözükmemelidir. O an için çocuğun yapmayı arzuladığı şeyin kısa bir süre sonra unutulacağı gerçeğinden yola çıkarak, çocuğun dikkati hoşlanabileceği başka bir tarafa çekilmelidir. Bazı durumlarda çocuğa, “Dikkatli ol.” ya da “Yapma!” deyip engellemek yerine, gerekli güvenlik koşulları altında risk alması sağlanabilir. Örneğin; yemek masasını karıştırmak isteyen bir çocuğu tamamen engellemek yerine önüne bir plastik tabak verip içine biraz yemek koyup ebeveyn gözetiminde zaman geçirmesini sağlamak 2 yaş sendromu dönemi problemli bir dönem olmaktan çıkarmaya yardımcı olacak önlemlerden birisidir.

Unutulmamalıdır ki, küçük yaşlardaki çocukların kendine ve çevreye zarar vermemek koşuluyla keşfetmesine, karıştırmasına, deneyimlemesine izin verilmelidir. Böyle yetiştirilen çocukların benlik ve kişilik oluşumları daha sağlıklıdır ve daha özgüvenli bireyler olabilirler.

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir