Ekonomide ve sosyal yaşamda sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi, nüfusun yarısını oluşturan kadınların, yaşamın tüm alanlarına aktif bir şekilde katılımı ile mümkün. Bu alanların içinde kuşkusuz en önemlisi iş hayatına katılım. Ancak maalesef ülkemizde kadının iş hayatına katılımı halen arzu edilenin çok gerisinde.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de kadın istihdam oranı yüzde 28 iken, erkeklerde bu oran yüzde 65 seviyesinde. Yani Türkiye’de her 100 kadından yalnızca 28’i çalışıyor[1]. AB ülkelerinde ise her 100 kadından 60’ı çalışıyor. Kadın girişimcilerin oranı da oldukça düşük; yüzde 8’ler civarında.
İş gücüne katılım konusunda da çok parlak değiliz. Ülkemizde kadınlar için yüzde 34,2 olan iş gücüne katılım oranı[2], gelişmiş ülkelerde yüzde 50 civarında. Bu rakam; her 100 erkekten 72’sinin iş yaşamına katıldığı ülkemizde, her 100 kadından yalnızca 34’ünün iş gücüne dâhil olduğunu gösteriyor. Yani ülkemiz, nüfusun yarısını oluşturan nitelikli insan kaynağı potansiyelini kullanamıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2016 yılında yayınladığı Global Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre ise Türkiye; ekonomi, eğitim, sağlık ve politika başlıklarında cinsiyet eşitsizliğini gidermede 144 ülke arasında 130’uncu sırada yer alıyor.
Oysa, kadınların iş gücüne katılımı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de önemli fırsatlar barındırıyor. McKinsey Türkiye tarafından yapılan Women Matter raporuna göre; küresel ekonomide kadınların iş gücüne eşit katılımının sağlanması halinde 2025′te 12 ile 28 trilyon dolar arasında bir büyümenin gerçekleşmesi mümkün görünüyor.
Kadınların iş gücünde tutulması, iş gücüne katılımlarının sağlanması kadar önemli
Tüm bu veriler, özellikle Türkiye gibi gelişen ekonomilerde kadınların iş gücüne katılımının ve kadın istihdamının sürdürülebilirliğinin, kritik derecede önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Danone olarak biz de bu yaklaşımla tüm dünyada, kadının hem iş hayatında hem de sosyal hayatta güçlendirilmesini destekliyoruz. Daha sağlıklı bir dünya için çalışan bir şirket olarak, birebir iletişimde bulunduğumuz annelerimizin, özellikle iş hayatına tutundurulmaları ve doğum sonrası işi bırakmamaları için gayret göstermenin ana kurumsal sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz.
Bu doğrultuda Danone Türkiye, dünyada bu alanda yaptığı çalışmalarla tüm anne-baba çalışanlara yönelik ilk Global Anne-Baba Dostu Politikasını oluşturarak HeForShe tarafından da tematik şampiyon unvanını aldı. Global politikanın oluşturulmasında 2015 yılında, Danone Türkiye inisiyatifi ile hayata geçmiş olan Anne Baba Dostu Uygulamalar büyük rol oynadı.
Türkiye’de önemli bir değişim hareketi: Çalışan Anneler Projesi
Öncelikle; kadınların hamileliklerinden başlayarak, annelik süreçlerinde iş yaşamında yaşadıkları zorlukları ortaya çıkarmak, anlamak ve çözüm için kurumları harekete geçirmek üzere 2015 yılında IPSOS ile 1071 kişilik bir katılımla Çalışan Anneler Araştırması’nı gerçekleştirdik. Bu araştırma kapsamında çıkan sonuçlar doğrultusunda Danone Çalışan Anneler Projesi’ni geliştirerek ve kadın konusunda yaptığımız tüm çalışmaları bu program çatısı altında toplayarak, Türkiye’de bir değişim hareketinin öncüsü olduk.
Danone, Anne Baba Dostu Uygulamalar ile kurumsal dünyaya rehberlik ediyor
Bu program kapsamında “Anne Baba Dostu Uygulamalar”ı hayata geçirdik ve değişime önce kendi şirketimizden başladık. Şirket içinde sunduğumuz “Anne Baba Dostu Uygulamalar” ile yasal izne ek annelik ve babalık izni, part-time çalışma hakkı, esnek ve evden çalışma opsiyonu, ilk gün hemşire hizmeti, anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda 3 yaşına kadar mama desteği, doğum izninden yeni dönen ve bu süreci yakın zamanda yaşamış tecrübeli anneler arası iç koçluk programı, ebeveynlere yönelik okulun ilk ve son günü idari izin hakkı, toplu şirket toplantılarına bebek ve bir refakatçi ile katılım, tüm aileyi kapsayan özel sağlık sigortası, pedagog desteği ve süt odaları gibi imkanlarla kadın çalışanlarımıza iş hayatlarında destek oluyoruz.
Süt odası lüks değil ihtiyaçtır
Çalışanlarımız için olduğu kadar şirket dışında da, çalışan annelerin ihtiyaç duydukları desteği almaları konusunda farkındalık yaratmak bizim için önemliydi. Kadınların iş yaşamlarını devam ettirmek için özellikle bebek sahibi olduktan sonra daha fazla desteğe ihtiyaç duydukları ve Türkiye’deki tüm şirketlerin sadece yüzde 9’unda süt odası olduğu araştırma sonuçlarında ortaya koyulmuştu. Buradan hareketle, KAGİDER iş birliği ile “Süt Odası Lüks Değil İhtiyaçtır” farkındalık kampanyasını hayata geçirdik. Bu kampanya ile hijyenik bir ortamda süt sağmanın, tüm çalışan anneler için temel bir ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, süt odalarının sadece Danone Türkiye bünyesinde değil, tüm şirketlerde kurulması için farkındalık oluşturmayı amaçladık. Süt odası olmayan şirketlerin küçük yatırımlarla bu odaları kurması için çağrılar yapmaya devam ediyoruz. Süt Odası Hareketimiz kapsamında 5 milyon kişiye eriştik, aynı zamanda bu değişimi başlatacak olan 5.000 İK profesyoneli ile bir araya geldik.
Çalışan Annelerin İşe Dönüşü Araştırması, annelerin motivasyon ve bariyerlerini ortaya çıkardı
Çalışan Anneler Araştırması ve devamında hayata geçirdiğimiz uygulama ve projeler çalışanlarımız tarafında büyük memnuniyet yarattı. Kamuoyunda da önemli bir görünürlük sağladık. Bu olumlu geri dönüşler, projeyi geliştirerek devam etmemiz için bizi motive etti. Bu doğrultuda 2017 yılında da, yine IPSOS ile ilk araştırmanın devamı ve tamamlayıcısı niteliğinde olan “Çalışan Annelerin İşe Dönüşü” adlı kapsamlı bir araştırma yaptık.
Araştırma kapsamında çocuk bakım sorumlulukları nedeniyle işlerinden ayrılmış, sonrasında iş hayatına dönmüş ve dönmemiş annelerin bariyerlerini ve motivasyonlarını anlamaya çalıştık. Araştırma kapsamında anne olduktan sonra işe dönmüş ve dönmemiş annelerle konuştuk. Ek olarak bu annelerin eşleri ve çocuklarını da araştırmaya dâhil ettik. Çünkü önceki araştırmamızda gördük ki; iş dünyasının anneleri desteklemesi yetmiyor, çevrelerinin de arkasında durması gerekiyor. Toplamda 583 kişi ile görüştük.
Çalışan Annelerin İşe Dönüşü araştırmasına göre, kadınlar için çalışan anne olmak; özgüvenli, pozitif ve gelişmeye devam eden insanlar olmayı çağrıştırıyor. Araştırmaya göre işten ayrılmış annelerin yüzde 73’ü, işe dönmüş annelerin ise yüzde 93’ü işi bırakmaktaki temel motivasyonlarının, çocuğa kendilerinin bakmak istemesi olduğunu söyledi.
İşten ayrılma motivasyonu uzun vadede yanıltıcı
Araştırmaya katılan anneler işi bıraktıkları ilk dönemde bir rahatlama yaşadıklarını ifade etti ancak kadınların yüzde 60’ı işi bıraktıktan sonra çalışmayı özlediklerini, bu süreçte kendilerine ve çocuklarına istedikleri zamanı tam olarak ayıramadıklarını belirtti. Yani işten ayrılma motivasyonunun uzun vadede yanıltıcı olduğunu söyleyebiliriz. Belli bir noktadan sonra ev içindeki hayatın kısır döngüsü yorucu olmaya başlıyor.
Daha evvel çalışma hayatında olan ve planlı bir hayat yaşamaya alışık olan bu kadınlar, ev işleri içinde kayboluyor; hayal ettikleri aktiviteleri ne çocuklarıyla, ne eşleriyle, ne de kendileriyle gerçekleştirebiliyorlar. Anneler çocuklarıyla daha fazla vakit geçirebilmek için çıktıkları bu yolda durumun hiç de öyle olmadığını ifade ederek, planlı yaşayamadıkları için çocuklarına da olması gereken kalitede zaman ayıramadıklarını söyledi.
İşin getirdiği sosyal statü ve ev dışında bir hayatta var olmak kadınlar için önemli
Araştırma ayrıca işin getirdiği sosyal statü ve ev dışında bir hayatta var olmanın kadınlar için önemli olduğunu ortaya koydu. Çocuk nedeniyle işten ayrılan kadınların yüzde 58’i işi bıraktıktan sonra sosyal çevrelerinin ciddi oranda azaldığını belirtti. İşe dönmüş annelerin yüzde 84’ü ise, iş hayatının getirdiği sosyal statü sayesinde kendilerini daha güçlü hissettiklerini söyledi.
Çıkan sonuçların gösterdiği en önemli işaret ise, kadının çalışmasının çocuk üzerindeki olumlu etkileri yönünde oldu. Çalışan annelerin yüzde 89’u çocuklarının daha kolay kendi ayakları üzerinde durduğunda hem fikir. Yüzde 85’i çalışıyor olmalarının çocukların kadın erkek eşitliği algısı için önemli olduğunu, yüzde 83’ü çocuklarının okula gitmeye daha motive olduğunu vurguladı. Eşi işten ayrılmış babaların yüzde 70’i ise özellikle kız çocuklarının ileride iş hayatına girmesinde annelerinin rol model olduğunu düşündüklerini belirtti.
Eş de çocuklar da “İyi ki annem çalışıyor” diyor
Araştırma kapsamında görüşülen çocukların da annelerinin çalışmasını istediklerini gözlemledik. Bu görüşmeler sonucunda annesi çalışan çocukların pozitif cinsiyet algısına sahip oldukları, annelerinin çalışmasıyla gurur duydukları ve onu kendilerine model olarak aldıkları ortaya çıktı. Ayrıca, çalışan kadınlar anne olduklarında çocuklarına daha geniş eğitim ve sosyal imkânlar sunma eğilimi gösterdiğini gördük. İşe dönmüş annelerin yüzde 93’ü, eşleri işe dönmüş babaların ise yüzde 87’si çalışan annenin çocuklarının kişisel ve sosyal gelişimleri için daha fazla imkân sunduğuna inandıklarını ifade etti.
Kadınların işe dönüş sürecinde onların bu kararına katkı sağlayan en önemli sebep çocuğa bakacak birinin olması. Anneler çocuklarına kendileri bakmak istedikleri için işten ayrılıyor, işten ayrılma çoğunlukla hamilelik döneminde veya çocuk doğar doğmaz gerçekleşiyor. İşe dönmüş annelerde profesyonel çocuk bakım hizmeti alma durumu sadece yüzde 6 iken, işten ayrılmış annelerin kreş veya bakıcı gibi profesyonel hizmetlerden faydalanmadıkları görülüyor. Annelerin yüzde 60’ı iş yerinde kreş imkanı olsa işe döneceğini belirtiyor. Anne ve babalar kreş hizmetine aylık ayırabilecekleri bütçenin ise ortalama 600 TL olduğunu ifade ediyor.
“İyi ki Annem Çalışıyor Kampanyası” UN Women Zirvesi’nde anlatılacak
Bu sonuçlar ışığında, KAGİDER iş birliği ile “İyi ki Annem Çalışıyor!” farkındalık kampanyasını hayata geçirdik. Çünkü çalışan kadının kendisi de, eşi de, çocukları da “iyi ki” diyor. Bu kampanya ile hem çocuk bakım sorumlulukları nedeniyle çalışmayı bırakmış anneleri cesaretlendirmeyi, hem de çalışan anneleri ise iş yaşamında kalmaya teşvik etmeyi hedefliyoruz. Anneler huzurlu, mutlu ve hayattan zevk alan bireyler olduğu sürece çocukların da mutlu ve iyi olacaklarını biliyoruz. Bu yaklaşımla, “İyi ki Annem Çalışıyor!” kampanyasıyla anne baba dostu politikaların tüm iş dünyasında uygulanması için çeşitli çalışmalar yürütüyor ve örnek uygulamalar ile rehberlik etmeye devam ediyoruz.
Kampanya ile, IK Kongrelerinde konuya dikkat çekmek için süt odaları yaptırmaya devam edeceğiz. Hedefimiz 10 şirkete süt odası yapmak. Diğer yandan KAGİDER üyesi şirketlerden başlayarak politikaları hayata geçiren kişilerin değişim aksiyonları almalarını sağlayacağız. Ayrıca Great Place To Work iş birliğimiz ile bu konuda adım atan şirketlere ödül vermeye devam edeceğiz. Bu hedeflere ek olarak, annelerin haklarını hem kendi sitelerimiz hem de KAGİDER sitesi üzerinden yayımlayıp onların da bilgi seviyesini artırıyoruz. Danone Kadın Komitesi ile Anne Baba Dostu uygulamalarımızı daha da zenginleştirmek adına çalışmalarımıza devam ediyoruz. İş ortaklarımızla Anne Baba Dostu uygulamalarımızı paylaşıp onların da bu uygulamaları hayata geçirmeleri yönünde çağrıda bulunuyoruz. Yazılı ve görsel basında konuya yer vererek farkındalığı artırıyoruz.
Bu farkındalığı yaratmada en önemli aracımız olan tanıtım filmimiz ile 7 milyon kişiye ulaştık. İyi ki Annem Çalışıyor kampanyasıyla Birleşmiş Milletler’in New York’ta yapılacak olan “UN Women” zirvesine davet edildik ve Mart ayında projemizi tüm dünyayla paylaşacak olmanın da ayrıca heyecanını yaşıyoruz.
Yaptığımız çalışmalar anneler için uygun koşulların sağlanması noktasında hepimize önemli sorumluluklar düştüğünü ve mutlu bir çocuk yetiştirmek için annelerin iş hayatından vazgeçmesine gerek olmadığını gösteriyor. Danone Türkiye olarak, toplumumuzda bu farkındalığı yerleştirmenin sorumluluğumuz olduğunu kabul ediyor ve tüm paydaşlarımızı bu yolda beraber ilerlemeye çağırıyoruz. Çalışan Anneler Projesi çatısı altında; hem anne baba dostu uygulamaların şirket içinde ve dışında yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir olması, hem de projelerimizin bu konuda iş dünyası ve toplumda farkındalığı artırması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Umuyoruz ki hep birlikte, annelerimizin mutluluğunun gelecek nesillerin gülümsemesine dönüştüğü daha sağlıklı bir dünya kurabiliriz.
Danone Anne Baba Dostu Uygulamalar
Anne Baba Dostu Uygulamalar ile, yeni anne babalara esnek ve evden çalışma, doğum izninden dönen annelere de part time çalışma imkanı sunuyoruz. Yeni annelerimizin işe dönmeden önce bebekleriyle biraz daha vakit geçirebilmeleri, babalarımızın da doğum sürecinde anneler ve bebeklere yeterince destek olabilmeleri için yasal izne ek 2 hafta ekstra izin tanımlıyoruz.
Doğum izninden dönen annelerin işe adaptasyon sürecini hızlandırmak amacıyla süreci tecrübe etmiş çalışanlardan koçluk almalarını sağlıyoruz. Doğum izni dönüşü yeni annelerimizin işe alışma süreçlerinde onlara destek olmak amacıyla tasarlanmış 3 aylık «Buddy Programı» ile tecrübeli annelerimiz ve doğum izninden dönen çalışanın yöneticisi, çalışanın adaptasyonu için ilk hafta ajandasını oluşturuyor. Buddy Programı kapsamında gerçekleşen görüşmeler esnasında tecrübeli anneler kendi yaşadıkları bireysel tecrübelerine değiniyor. Böylece doğum izninden yeni dönen annelerimiz, işe adaptasyon süreçlerini onları en iyi anlayabilecek kişilerin sayesinde hızlandırıp, bilgi alışverişinde bulunuyorlar.
Annelerin ofis içinde geçirdiği zamanı da göz önünde tutarak, konforlu ve hijyenik bir süt odası ve dinlenme odası ile günü daha rahat geçirmelerini hedefliyoruz. Çalışan Annelerin güvenli ve temiz bir ortamda süt sağmaları, sütü saklayabilmeleri ve kullandıkları malzemeleri temizleyebilmeleri sağlık koşulları açısından büyük önem taşıyor. Bu sebeple 2014 yılında 12 metrekarelik alanda kurmuş olduğumuz süt odasındaki en büyük odağımız hijyen ve konfor. Hijyen odağımız kapsamında emzirme odamızda batarya, ayna, lavabo, buharlı sterilizasyon cihazı, süt sağma makinesi, derin dondurucu buzdolabı, kişisel temizlik ürünleri, çöp kovası bulunup; oda her gün temizleniyor. Konfor odağımız kapsamında koltuk, sehpa, yastık, saat, dergi, kitap, su sebili, elektronik tartı, bol aydınlatma ve havalandırma odamızda yer alıyor. Ayrıca odayı kullanan annelerimizin mahremiyetini sağlamak için özel eşya dolabı, kapı kilitleri, kapıda rahatsız etmeyin görselleri bulunuyor. Süt odası ile çalışanlarımızda oluşan memnuniyet sonrası, aynı odayı dört iş kolumuzdan ikisinin yer aldığı Ataşehir ofisimizde de kurduk.
Çalışan Destek Programı ile şirket bünyesindeki anne babaların sağlıklı çocuk gelişimi konusunda danışmanlık almalarını sağlıyor ve ofis içi eğitimlerle anne babaları bilinçlendiriyoruz. Çalışan Destek Programımız ile aile danışmanlığından, çocuk danışmanlığına kadar çalışanların ve ailelerinin iş performansını ve yaşam kalitesini etkileyebilecek durumlarda ihtiyaca yönelik kapsamlı destek sağlanıyor. Telefonda bilgilendirme ve danışmayı aşan durumlar uzman psikolojik danışmanlık çerçevesinde değerlendiriliyor ve bu durumda karşılıklı görüşme ile danışmanlık veriliyor. Anne-Bebek Destek Hattı ile doğum öncesi ve doğum sonrası süreçte; hemşireler, emzirme danışmanları, bebek beslenme uzmanları ve uzman klinik psikologlarca ücretsiz danışmanlık sağlanıyor. Araştırmalar, hamilelik ve doğum sonrası sürecin, kadınların en çok desteğe ihtiyaç duyduğu dönemlerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Anne adayları bu dönemde iyi desteklenmedikleri takdirde; emzirme, bebek bakımı gibi konularda kendi başlarına aşmakta zorlanacakları güçlükler yaşıyorlar ve bu güçlükler çeşitli psikolojik zorlanmaları da beraberinde getiriyor. Mutlu Anne Mutlu Bebek Programı ile, annelerin bebek bakımında karşılaşacakları zorluklar ve doğum sonrası dönemde yaşayacakları duygu değişimleri karşısında anneleri desteklemeyi amaçlıyoruz. Doğum öncesi ve sonrasında annelerin uzman klinik psikologlar ile yüz yüze görüşme hakları da bulunuyor. Anneler, doğum yaptıkları gün, ilk gün hemşire uygulamamızdan yararlanarak önceden belirlenmiş hemşirelerimizden bire bir destek alabiliyor. Ayrıca anne-baba çalışanlarımıza pedagog desteği sağlıyoruz.
Yeni anne babalara, bebek hemşireleri ile birlikte uygulamalı eğitim ve kontrol hizmetleri sağlıyoruz. Tüm yeni anneler ve anne adayları, bebek hemşirelerimiz ve emzirme danışmanlarımızdan; doğum öncesi ve sonrası süreçte akıllarına takılan sorular ve annenin bebek yetiştirirken karşılaşabileceği zorluklarla ilgili uygulamalı olarak eğitim alıyor.
Anne babalara, anne sütünün yeterli olmaması durumunda çocukları 3 yaşını doldurana kadar mama yardımı yapıyor ve emziren annelerin iyi beslenmesi için Lactamil ürün desteği sunuyoruz. Doğuma kısa süre kala anne ve bebeğin ihtiyaç duyacağı ürün ve hediyelerimizden oluşan sepetimiz anne veya babalara teslim ediliyor.
İzinde olan anne babalarla şirket gündem ve gelişmelerini paylaşıyoruz. Hem doğum iznine ayrılmış olan annelerimizle hem de eşi doğum yapmış ve sunduğumuz izin hakkından faydalanan babalarla sürekli iletişim halinde oluyor, onları her uygulama ve projeden haberdar ederek; şirket gündeminden uzak kalmamalarını sağlıyoruz.
Diğer yandan, “Önce Sağlık” yaklaşımı doğrultusunda, tüm aileyi kapsayan sağlık sigortası uygulaması koyduk. 2014 yılından itibaren anne ya da babanın sağlık sigortasından, tüm aile eşit ölçüde faydalanabiliyor. Bir çalışanın işe başladığı ilk gün kendisiyle birlikte ailesinin de sigorta girişi yapılıyor, yeni doğan bebeklerin ise doğdukları gün itibariyle sigortaları başlamış oluyor.
Anneler şehir dışında gerçekleşen toplu şirket toplantılarına, bebekleri 1 yaşına gelene kadar, anneanne veya bakıcı gibi bir refakatçi eşliğinde bebekleriyle katılım gösterebiliyor. Ayrıca çocukları ilköğretim kurumlarında eğitim gören anne babalara yönelik okulun ilk ve son günü için yarım gün idari izin hakkı veriyoruz.
Şirketimizde kadın konusu, cinsiyet eşitliğini güçlendirecek uygulamaları yaygınlaştırmak ve zenginleştirmek hedefiyle çalışan, farklı iş birimlerimizin farklı departmanlarından bir araya gelen Danone Kadın Komitesi tarafından ele alınıyor. Danone Kadın Komitesi aynı zamanda Anne Baba Dostu Uygulamalarımızı tüm Danone şirketlerinde sürdürülebilir kılmak ve bu uygulamaları yaygınlaştırmak için yapılması gerekenleri hayata geçiriyor, hazırlamış olduğu anketlerle nabız ölçüyor ve bu doğrultuda yeni uygulamaları hayata geçiriyor.