Dünyada ve ülkemizde özellikle son yıllarda cinsiyet eşitsizliği konusu her ne kadar konuşulsa da gündelik yaşamlarımızda bunun uygulanabilirliliği tartışma konusu durumda. Zaten birçok meslek için “erkek” kavramı ön plana çıkmış olmasının yanında kadınların girdiği iş yaşamında kendilerini kabullendirmeleri bir hayli zor.
Gerek işverenler olsun gerekse iş arkadaşları olsun, kadınlara yapılan ayrımcılıklar birçok sektörde göze batmış ve bu ayrımcılığa uğrayan kadınları bıktırmış durumda.
Herhangi bir kriz anında sanki kadının başka derdi olamazmış gibi “Aybaşı haftası mı? Ya da regl misin?” sorularının yöneltilmesi
Evlilik veya çocuk planlarının olduğunda terfi edilmemesi
Diyelim evlilik ya da çocuk planın yok… Ve de terfi aldın… Her ne kadar yeteneğin, bilgin ya da çalışkanlığın sayesinde bu gerçekleşse de çevredekilerin “başka” şekilde terfi aldığının düşünülmesi
Yenilik ya da bilgi yatırımı yapılırken “kadın beceremez, erkekler daha iyi yapar” denilerek kadının kenara itilmesi
Bir konuda diğerlerine göre çok bilgiliysen “çok dillendirme, patronluk taslıyorsun sanarlar” denilerek öne çıkmanın engellenmesi
“Kadınlar daha duygusal” bahanesi öne sürülerek ekip kurma veya yönetici olma gibi konularda erkeklerin kadınlardan daha başarılı görülmesi
Kadının makyaj yapmadığı ya da özenli giyinmediği günler “kötü görünüyorsun” tarzı cümlelerle motivasyonunun düşürülmesi
Aynı işi yapmalarına rağmen kadınların daha az maaş alması
Özellikle “Ofis Sorumlusu” olmadığı zamanlarda çay veya kahvenin sorumluluğunun kadına yüklenmesi
Ve elbette hala engellenemeyen taciz… Sözlü taciz, cinsel taciz… Erkeklerin iltifat ederken bile uzun süre göz temasıyla kadını süzmesi, elini kadının omuzuna koyması, ya da mesailerde tenha ortamın kollanması
Gelelim mülakatlara;”Seni diyelim işe aldık… Kilo verebilir misin?”
“Evli misin? Nişanlı mısın? Evlenmeyi düşünüyor musun? Çocuğun var mı?” tarzı soruların sorulması gibi bir çok örnek verilebilir…..