Bir ilişkinin yürüyüp yürümeyeceği kişilerin çaba göstermesine bağlıdır. Eğer siz elinizden geleni yaptığınıza inanıyorsanız ve ilişki yine de yürümediyse, belki de sizin için doğru ilişki değildi.
Peki, doğru ilişkide olup olmadığınızı nasıl anlayabilirsiniz? Bunun ortak tecrübelerden çıkan bazı işaretleri var. Daha önceki ilişkilerinizde bu işaretleri gördüyseniz, bittiği için kendinizi suçlamayın.
İlişkiler mutluluğumuzun en önemli belirleyicileri. Hatta sağlığımıza etki ediyorlar. Çaba, emek ve vakit gerektiriyorlar. Eğer yanlış ilişkide olduğunuzu ve çabalarınızın bir sonuç vermediğini görüyorsanız, vaktinde bitirip enerjinizi sizin için doğru ilişkilere saklayın.
Dünyadaki değerimizi sürekli kendimize ve etrafımıza ispat etmeye çabalamak zaten yeterince zor. Ama bunu ilişkimizde de sürekli yapmak zorunda kalıyorsak, bir sorun var demektir.
İlişkiniz, değerinizi kanıtlamanıza gerek olmayan tek yer olmalı.
– Fikirleriniz reddediliyor.
– Hayallerinizi desteklemiyor.
– Nadiren kendiniz hakkında konuşma fırsatı buluyorsunuz.
– İstek ve ihtiyaçlarınızın önemi yok.
– Eşiniz sizi duyuyor, ama dinlemiyor.
– Görünmez hissediyorsunuz.
Sizi değerli hissettirmek eşinizin görevi değil. Ama rahatça fikirlerinizi söyleyebileceğiniz, görmezden gelinmeyeceğiniz güvenli bir alan yaratmak önemli bir ilişki sorumluluğu. İlişkiniz sizi görünmez hissettirmemeli, yenilmez hissettirmeli.
Çok hafif ve şakacı bir tonda bile olsa eğer sürekli eleştirildiğinizi, yaptığınız her şeyde bir eksik veya kusur bulunduğunu hissediyorsanız bunu mutlaka dile getirin. Eğer değişmiyorsa, arkanıza bakmadan kaçın. Sizi aşağı iten değil yukarı çeken bir ilişkiye ihtiyacınız var.
Kendinizle ilgili hoşlandığınız her şey, kim olduğunuz, sizi özel yapan şeyler, ya yavaş yavaş yok oluyor ya da çoktan yok olmuş.
Bazen eşimiz bizi kontrol etmeye çalışır ve bunu aşk etiketi altında yapar. Ve bir gün uyanıp aynaya baktığımızda artık kendimizi tanıyamayız.
Tabii ki her ilişkide karşımızdakine uyum sağlamak, çok ilgimizi çekmese de onun yapmak istediği şeyleri denemek gerekir. Ama burada anahtar kelime denemek. Eğer karşınızdaki sizin özünüze dair şeyleri değiştirmeye çalışıyorsa bu ciddi bir sorundur. Değer yargılarınızı, fikirlerinizi, giyim tarzını değiştirmeniz gerekiyorsa, konuşurken sürekli ‘’acaba alınır mı, bozulur mu’’ diye düşünüp kendinizi edit etme ihtiyacı hissediyorsanız, bu ilişki sizin için doğru ilişki olmayabilir.
Diğer taraftan eğer geçmişteki tüm ilişkilerinizde bunu yaşadığınızı fark ediyorsanız, belki bu durumu yaratan sizsiniz. İlişkilerde kendimizi kaybetmek çok kolaydır. Bu durum genelde aşkı ve sevgiyi sağlıklı uzlaşmalar ve beraber büyümek yerine sürekli olarak ödün vermek olarak görmemiz yüzünden olur.
Sonuçları ne olursa olsun, kendinizi bulmaya çalışın. Eğer bunu yapmazsanız, ilişkiye kendinizi katmamış olursunuz.
Eğer partneriniz duygusal olarak dengede kalmakta zorlanıyor ve bundan sizi sorumlu tutuyorsa bu önemli bir tehlike işareti. Elle tutulur bir sebebe dayanmaksızın öfke krizleri veya üzüntü yaşıyor, bundan tamamen sizi sorumlu tutuyor, ne yapsanız, ne söyleseniz yanlış anlayıp yine üzülüyorsa dikkat edin.
Kendinizi sürekli buz üstünde yürüyor gibi hissettiğiniz bir ilişkide kalmayın.
Çoğumuz mutsuz bile olsak, tanıdık ve alışık olduğumuz rutinleri korumayı, belirsizlik içeren değişiklikler yapmaya tercih ederiz.
Bu ilişkilerde de olur. İlişkinin farkındasınızdır ama parçası olmazsınız. Bekar olmadığınızı bilirsiniz. Önemli tarihleri bilirsiniz, alınması gereken hediyeleri alırsınız. Akşam yemeği rutinini bilirsiniz. Eşinizin yatakta nelerden hoşlandığını bilirsiniz.
Ama bunların tümü sadece bilgidir, aslında orada değilsinizdir. İlişkide artık tutkuyla değil, rutinlerle yürümektedir. Eğer bunun sizin yüzünüzden değil onun yüzünden olduğundan eminseniz, bu büyük bir işarettir.