1 ) Rahim Ağzı Yarası Servikal Erozyon
Rahim ağzı yarası (servikal erozyon) fazlası ile çok rastlanan bir durumdur. Rahim ağzının normalden daha değişik göründüğü durumu ifade eder. Rahim ağzında yara ifadesi, birçok durum için kullanılmaktadır. Rahim ağzında bu değişik görüntünün meydana gelmesinde ki en çok görülme nedeni, servikal ektropiyon (eversiyon) dur. Aynı zamanda servikal erozyon, rahim ağzı iltihabı (servisit) veya serviks kanserinin öncül lezyonlarında da, rahim ağzında yara ile karşılaşılabilir.
2 ) Rahim Ağzı Yarasının Belirtileri ve Hastanın Şikayetleri Nelerdir?
Genellikle Servikal eversiyon, kadınlarda herhangi bir şikayete sebep olmaz. Bu durum genellikle muayene sırasında fark edilir. Bazı kadınlarda şeffaf, sulu bir akıntıya da sebep olabilmektedir. Ancak bazı durumlarda, enfeksiyonda beraberinde geliyor ise, yeşil ve kötü kokulu akıntıya sebep olabilirler. Aynı zamanda, bu bölge hassas bir bölge olduğu için, ve yarada büyük olduğu zaman, penisin travma edici etkisi ile alakalı olarak, ilişki sonrası kanamaya sebep olabilmektedirler. Kanama olmasa dahi, lekelenme tarzında ara kanama yapma etkisine de sahiptirler.
Çok az da olsa, bazı kadınlarda servikal mukusun özelliğini bozarak spermlerin rahim içerisine geçişini zorlaştıracak hale getirir. Bu durum da, kısırlığa sebep olabilir. Hamile anne adaylarında ise, vajinal akıntının çok sık olması ve geçmeyen vajinal akıntı da, rahim ağzı yarasının belirtisi olabilir.
3 ) Kimlerde görülür?
Hamilelik dönemi içerisinde olan anne adaylarında ve genç kızlarda ektropiyon görülmesi normal kabul edilir. Doğum kontrol hapı kullanan kişilerde de gözlenmektedir. Prezervatif veya tamponun travmatize edici etkisi ile alakalı olarak veya spermisit ve kayganlaştırıcı kremlerin etkisi ile de meydana gelebilirler.
4 ) Hangi Durumlarda Görülür?
- Hamilelik dönemi içerisinde daha çok görülebilir,
- Doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda,
- Prezervatif veya tampon sebebi ile rahim ağzının travmatize olması
- Spermisid veya kayganlaştırıcı kremlerin kullanılması sebebi ile
- Vajinal enfeksiyonlar sebebi ile meydana gelebilmektedir.
5 ) Tedavi Nasıl Yapılır?
Rahim ağzı yaralarında, ilaç tedavisi ile problemin önlenmesi mümkün değildir. Tam olarak tedavisi enfekte olmuş ve yıpranmış olan dokunun meydandan kaldırılarak yaralı olan kısımın tekrar rahim ağzı epiteli ile kapanarak kendini yenilemesi sağlanarak tedavi gerçekleştirilir. Rahim ağzı tedavilerinde tek bir yöntem kullanılmamaktadır. Tedavi esnasında en fazla kullanılan yöntemler, Yara Yakılması (Koterizasyon), Yara Dondurulması (Krioterapi) ve Servikal Eversiyon (Ektropiyon) dur. Bu yöntemlerin kullanılması, hastanın ve yaranın durumuna göre farklılık gösterebilmektedir.
6 ) Yara Yakılması (Koterizasyon)
Rahim ağzı yaralarında en çok kullanılan tedavi yöntemi, koterizasyon (yara yakma) yöntemidir. Koterizasyon, rahim ağzında yara tespit edilen hastalara smear testi yaptırılır. Testin neticesinin normal olması durumunda, yara yakma ( koterizasyon ) yöntemi uygulanarak, hastanın yaradan kurtulması sağlanır. Elektrokoter olarak ifade edilen bir cihazın desteği sayesinde, rahim ağzında bulunan yaralı bölge, ısı verilerek yakılır.
Gerçekleştirilecek olan bu işlem, normal jinekolojik muayene masasında muayenehanelerde uygulanır. İşlem esnasında, hastaya lokal anestezi uygulanır. Toplamda 4 veya 5 dakika civarında süren, basit bir işlemdir. Hasta jinekolojik muayene masası üzerinde hazırlanarak, spekulum takılıp, rahim ağzının görüntülenmesi sağlanır. Görüntüleme işlemi bittikten sonra, batikon ile temizlenerek, lokal anestezi uygulanır.
Son aşama olarak ise, koter ucu ile rahim ağzında bulunan yara ile temas edilerek, lezyonlu olan kısımların yakılması sağlanır. Bu işlemler yapılırken, hasta herhangi bir şey hissetmez. İşlem bittiği zaman ise, yeniden rahim ağzı batikon yardımı ile temizlenir ve spekulum çıkarılarak, hastanın ayağa kalkması sağlanır. Bu işlemlerin tamamı bittikten sonra hasta, normal hayatına kaldığı yerden devam edebilir. Koterizasyon işlemi, hastanın günlük aktivitesine herhangi bir engel teşkil etmez. Yara yakma operasyonunun ardından 1 ay boyunca cinsel ilişkiye girilmemesi, havuza ve denize girmemesi gerekmektedir. 1 ay boyunca hastadan pembe veya sulu akıntı gelmesi normaldir. Yapılmış olan epitel, 1.5, 2 ay içerisinde iyileşerek, normal haline döner.
7 ) Yara Dondurulması (Krioterapi)
Krio olarak bilinen bir cihazın yardımı sayesinde, Nitrous Oxide gazı ile rahim ucunda meydana gelen yara tahrip edilir. Muayenehane koşullarında gerçekleştirilebilen ve hastaya herhangi bir ağrı hissettirmeyen yöntemdir. Krioterapi yönteminde, hastaya lokal anestezi uygulanmaz. Yara dondurma işlemi yaklaşık 5 dakika civarında sürmektedir. İşlemin tamamlanmasının ardından, aynı yara yakma yönteminde olduğu gibi, 1 ay boyunca havuza ve denize girilmesi ve 1 ay boyunca cinsel ilişkiye girilmesi yasaklanır. Tedavinin tamamlanmasının ardından, uzun süren bol akıntılara rastlanabilmektedir. Tedaviden alınacak olan başarı oranı, yaklaşık %80 %90 civarındadır. Krioterapide başarısızlığa en fazla sebep durum, yara çapının krioterapi probundan daha büyük olmasıdır. Bu sebepten dolayı, büyük ve geniş yaralarda, yara dondurma işleminin yapılması tercih edilmemektedir.
8 ) Servikal Eversiyon (Ektropiyon)
Rahim ağzının normalde iç tarafı ve dış yüzü farklı hücre yapısı ile örtülürdür. Rahim ağzının iç tarafını silindirik epitel kaplar, dış yüzeyi yassı epitel kaplar. İç tarafta bulunan bölge kırmızı renkte, dış tarafta bulunan bölge ise, açık pembe renktedir. İki bölge arasında gözle görülür bir sınır vardır. Daha çok muayene esnasında görülen bu sınıra, transformasyon zonu ismi verilir. İçeride bulunan silindirik hücre tabakasının, bazı sebeplerden dolayı dışarıya doğru ilerlemesi ile bu kırmızı alan daha fazla dışarıya kaymış olur ve muayenede de fark edilebilecek halde, rahim ağzının dış yüzeyini sarar. Bu durum tıp dilinde, servikal erozyon veya ektropiyon olarak ifade edilmektedir. Aslında burada herhangi bir yara veya patolojik durum mevcut değildir. Yalnızca, normalde var olan iki yüzey arasındaki sınırlar değişmiştir. Bu kanser veya kanser öncüsü bir durum değildir.