Bebeğin anne karnında ölmesi durumu ile gebeliğin 5,5 haftası gibi erken bir dönemde karşılaşılabileceği gibi, 9 ay 10 günün sonunda da bu üzücü durum yaşanabilir. Bu nedenle anne adayının karnında büyüyen bebeğinin ölüp ölmediğini anlaması, bebeğinin hareket edip hareket etmemesiyle alakalı bir durumdur.
İlk gebeliğini yaşayan anne adayları bebeğinin hareketlerini yalnızca gebeliğin 19. ila 20. haftası sonuna doğru hissedebilir.
İkinci ve daha sonraki gebeliğini yaşayan anne adayları ise, bebeğin hareketlerini 4. ay itibariyle hissetmeye başlayabilir. Şayet anne adayı bebeğinin hareketlerinin durduğunu fark ederse işte o zaman bu durumdan şüphe duymalıdır. Ancak anne adayları bu konuda dikkatli oldukları kadar soğukkanlı da olmaya özen göstermelidir.
Özellikle ilk gebeliğini yaşayan anne adayları bebeğinin ilk hareketlenmeye başladığı günlerde hareketlerin durduğunu fark ederse bu endişeyi çok sık olarak yaşarlar. Anne adayı bebeğin hareket etmediğini düşünebilir ama aslında bebek hareket etmektedir. Anne adayı bebeğinin hareketlerinin ilk hissettiği zaman ancak %20 ila %30’unu fark edebilir. Bebek, kanına geçen glikoza hareketleriyle tepki vereceği için 24. İla 25. gebelik haftasının ardından anne adayı bebeğin düzenli aralıklarla hareket etmediğini düşündüğü zaman bu nedenle tatlı gıdalar tüketir.
Özellikle 19. gebelik haftasının öncesinde anne adayında kanama veya ağrı şikayeti söz konusu ise muhakkak doktora bildirmelidir. Çünkü söz konusu şikayetler bebeğin rahim içinde ölmüş olduğunun ve gebeliğin düşükle sonuçlanacağının işareti olabilmektedir.
Anne karnında kaybedilen bebekler incelendiğinde çoğunlukla bu duruma sebebiyet veren herhangi bir etken saptanamaz. Etkeni saptanabilen nadir durumlarda ise göbek kordonuna bağlı bebek kayıpları ve kordon kazası olarak adlandırılır.
Terme kadar ulaşan gebeliklerin %25 ila %30’unda değişik seviyelerde kordon-plasenta bozuklukları yer alır. Bu bozuklukların fetusu hangi düzeyde etkileyebileceği ise tam manasıyla aydınlatılamamıştır.
Yapılan araştırmalarda etkeni saptanabilen ölü doğumların %15’inde anne karnında gerçekleşen bebek ölümünden kordon kazalarının sorumlu olduğu gösterilmiştir.
Kordon kazaları anne ve baba adayları için olduğu kadar gebelik sürecini yakından takip eden jinekologlar için de bir kabustur. Bunun en önemli sebebi kordon kazalarının büyük bir bölümünün önceden tahmin edilememesi, riskli bebekleri tespit edecek etkili bir yöntemin bulunmamasıdır. Her yıl dünyada binlerce bebek kordon kazası yüzünden daha dünyaya gözlerini açamadan hayata veda etmekte ya da kalıcı birtakım hasarlar ile hayatına devam etmek zorunda kalmaktadır.
Kordon kazasına bağlı ölümleri inceleyen bir araştırmada fetal kayıpların şaşırtıcı derecede anne adaylarının uykuda olduğu süreçte gerçekleştiği izlenmiştir. Bu araştırmanın neticesinde anne adayı uyku esnasındayken kan basıncında yaşanan bir düşüşün bebeğin kaybına sebep olduğu ileri sürülse de daha sonra yapılan çalışmalarda bu bulguyu destekleyecek düzeyde yeteri kadar bilimsel kanıt elde edilememiştir.
20. gebelik haftasının sonrasında veya gebeliğin 500 gramın üzerinde olduğu takdirde anne karnında bebek ölümü durumu söz konusu olmaktadır. Bebeğin hareketlerinin kesilmesi ile anne karnındaki bebeğin ölümü şüphelenilir. Bu nedenle ultrason muayenesi yapılır ve eğer kalp atışları görülmez ise hekim bu durumun tespiti yapabilir. Ancak bu durumun tespiti, erken gebelik haftalarında ya da gebelikte ikinci üç aylarda basit bir şekilde yapılamaz.
Anne adayının bu olayı fark etmesi bir hayli zordur. Ancak gebelik haftaları ilerlediği takdirde doğum yaklaşmış ise anne adayı bebeğinin hareketlerinin azalması ile bu durumun farkına varabilir.
Anne karnında bebeğin ölümünü, kadının yaşı etkiler mi?
Anne adayının yaş faktörü anne karnında bebeğin ölümünü etkilemektedir. Anne adayının yaşı 15’ten küçük ya da 40’tan büyük ise, bebeğin anne karnında ölmesi daha fazla risktir.
Bebeğin öldüğü nasıl anlaşılmaktadır?
Bu hususta mümkünse iki ayrı hekimden görüş almak faydalı olacaktır. İki ayrı doktor, üç dakikalık aralıkla bebeğin durumunu renkli doppler ultrason ile kontrol etmelidir. Eğer her iki kontrolde de kalp atışı olmadığı durumu saptanırsa bebeğin anne karnında öldüğü kanısına varılmaktadır.
Bebek, anne karnındayken neden canlılığını yitirir?
Yapılan çalışma ve araştırmalara göre, anne karnında bebeğin ölmesi durumlarının sadece bir bölümünün nedeni tespit edilebilmiştir. Tespit edilebilen durumlar:
· Kromozomal hastalıkların bazı tipleri,
· Kalıtsal genetik bozukluklar,
· Tedavi edilmemiş, sifiliz, lupus antikoagülanı
· Kadında yüksek tansiyon,
· Kadında preeklampsi, eklampsi (Gebelik ve Hipertansiyon )
· Kordon sarkması,
· Kordonda düğüm oluşması,
· Vasa previa,
· Plasenta Previa ,
· Ablasyo Plasenta,
· Annedeki mevcut olan kalıtsal problemler,
· Konjenital (doğuştan) ve kromozomal bozukluklar,
· Ciddi derecede etkilenmiş kan uyuşmazlığı
· Enfeksiyonlar
Doğum yapılmazsa ortaya çıkabilecek problemler nelerdir?
4 hafta içerisinde doğum gerçekleşmez ise, kadında hafif koagülopati şeklinde tabir edilen kan pıhtılaşma bozukluğu meydana gelebilir. Bu yüzden de suni sancı ile doğum başlatılmalıdır.
Bebeğin anne karnında öldüğünün anlaşıldığı takdirde yapılması gereken testler nelerdir?
· Kan grubu ve antikorlar,
· rutin biyokimya,
· sifiliz, rubella ve diğer konjenital enfeksiyon testleri,
· ANA, RF gibi immunolojik testler,
· lupus antikoagülanı,
· antfosfolipit antikorlar,
· antikardiolipin antikorlar,
· trombofili panelini içeren testler,
· Faktör 5 Leiden mutasyonu,
· maternal ilaç kullanımı için araştırma
Doğum gerçekleştiği durumda yapılması gereken testler nelerdir?
· Ölçüleri de mevcut olan bebek muayenesi
· Göbek kordonu ve damar sayısının incelenmesi,
· Plasentada infarktüs, plasenta boyutu ve gerek duyulur ise plasentaya patolojik bir araştırma,
· Bebeğe otopsi yapılması,
· Bebeğin ön-arka ve yandan vücut röntgen grafisi
· Kültür incelemeleri
· Kromozom analizi