Zaman zaman hepimiz çocuklarımızla iletişim kurarken yanlış kelimeler kullanırız. Bu kelimeler çocuklarımızı incitir, kızdırın ve hayal kırıklığına uğratır. O nedenle kullanılmaması gereken sözleri bilmek ve elimizden geldiğince o sözcükleri yok saymak iletişimi geliştirecektir. İşte o sözcüklerden bazıları…
“Beni rahat bırak!”
Anne ve babalar ara sıra mola almaya ihtiyaç duyarlar. Bunu yapmayanlar ise, kendisini şarj etmenin yararlarını yok saymış olur. Çocuğunuzla iletişim kurarken burada yaşanacak sorun, sürekli olarak “Beni rahat bırak!”, “Beni rahatsız etme” ya da “Meşgulüm” gibi kelimelerin kullanılabiliyor olması. Bu kelimeler onları sizden uzaklaştıracaktır, çünkü ne zaman bir şey söylemek isteseler onları uzaklaştırdığınızı düşüneceklerdir.
“Sen çok…”
Çocuklarınızı yaftalamayın. “Ayşe’ye neden bu kadar kötü davranıyorsun?” ya da “Nasıl bu kadar ağır olabilirsin?” gibi kelimeler kullanmamaya çalışın. Unutmayın, çocuklar sizi başkalarıyla konuşurken de dinlerler. Doğal gibi görünen, “utangaç” ya da “akıllı” gibi ifadeler çocuklarınızın gereksiz ya da uygunsuz beklentilere girmesine neden olabilir. “Senden umudumu kestim” gibi bir kelime ise çok daha tehlikeli bir hal alabilir. Daha uygun gibi görünen yaklaşım ise, sadece davranışa odaklanmak ve sıfatları bir kenara bırakmak olacaktır.
“Sakın ağlama”
Bunun farklı versiyonları da var tabii ki: “Üzülme”, “Bebek gibi davranma”, “Korkacak hiçbir şey yok.” Ancak çocuklar, özellikle de küçük çocuklar ağlamalarına neden olacak kadar üzülebilirler. Çünkü her zaman düşüncelerini kelimelere dökemezler. Korkarlar ve üzülürler. Çocukları bu tarz düşüncelerden korumaya çalışmak tabii ki doğal bir davranış ancak “sakın” kelimesini kullanmak onların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamayacak.
Çocuklarınızın hiselerini yok saymak yerine, o hisler hakkında onları önceden bilgilendirmek iyi bir yol olabilir. “Derin seninle artık arkadaş olmak istemediğini söyleyince çok üzülmüş olmalısın” ya da “Evet, bu büyük dalgalar, alışık olmadığın için korkutucu olabilir. Ancak birlikte burada durup dalgaların ayaklarımızı ıslatmasını bekleyebiliriz. Söz veriyorum, elini bırakmayacağım” gibi ifadeler onların endişelerini yok etmeye ve sizinle iletişimlerini arttırmaya yarayacaktır. Sonunda hislerini anlatmayı öğrenecektir.
“Neden kardeşin gibi olamıyorsun?”
Karşılaştırmalar kesinlikle geri tepecektir. Çocuklar kendi hızlarında, kendi karakterlerinde ilerlerler. Hazır olmadığı bir şeyi ondan istemeniz, kendine güvenini kaybetmesine neden olabilir. Bunun yerine onu yaptıklarından dolayı cesaretlendirin.
“Bundan çok daha iyisini yapabilirsin”
Karşılaştırmalar gibi, küçük alaycı sözler de anne ve babaların tahmin edemeyeceği şekilde sorun yaratabilir. Öncelikle bir çocuğun her şeyi bilmesine imkan yok. Öğrenme bir deneme yanılma yolundan oluşan bir süreçtir.
“Dur yoksa gerçekten ağlamanı sağlayacak birşey vereceğim”
Anne ve babaların hayal kırıklıklarını yansıtan tehditler çok nadiren işe yarar. Bu tarz tehditkar kelimeler kullandığınızda, bunu bir gün gerçekleştirmek zorundasınız, aksi halde bu tutum etkisini kaybedecektir. Vurmaya yönelik tehditlerin, benzer davranışların artarak sürmesini getirdiği kanıtlanmış durumda. Bu da, davranışları değiştirmek için en etkisiz yoldur.
“Baban eve gelene kadar bekle!”
Klasik olarak kullanılan bu tehdit yöntemini de asla disiplin konusunda yardımcı olmaz. Başarılı olmak için anında harekete geçilmeli. Ertelenmiş disiplin, çocuğunuzun davranışlarının sonuçlarıyla asla ilişkilendirilemez. Baba eve geldiğinde çocuğunuz büyük olasılıkla yaptığını çoktan unutmuş olacaktır. Ayrıca, durumu başka birisine yönlendirmek, sizin otoritenizi de sarsacaktır. Çocuğunuz bu durumda, “Annemi neden dinleyeyim ki, nasıl olsa bir şey yapmayacak” düşüncesini geliştirecektir.