Kaygının belli ölçüde olanı senin kendini korumana, hayattaki tehlikelere karşı savunma refleks geliştirmeni sağlar. Ama kaygının seviyesi arttıkça vücudumuzdaki stres hormonu seviyesi artar ve çok gergin hissederiz.
Birinci kendimize söylememiz gereken şey ‘Çok fazla kaygılı olmak senin işine yaramayacak!’. Çok panik gözümüzün önündeki çözüm yöntemlerini görmemizi bile engelleyebilir.
Bu nedenle ilk telkinimiz ‘Yeterince kaygı’!
Bilgi sahibi olmak.
İnsan tehdit altında olduğunu hissettiği zaman bilgi sahibi olmak ister. Olası riskleri bilmek ister. İkinci telkinimiz ‘Bilgi konusunda belli ölçüde olmak, dengeli olmak.’
Çok fazla bilgi sahibi olmak ise yakınlık yanılsaması denen durumu ortaya çıkartır ve kaygın çok fazla artar. İnternet ortamında çok kaynak var fakat hangisi doğru hangisi yanlış takip etmek bu durumlarda zor ve kaygı halinde her yerden kötü bir şey gelecekmiş gibi düşünebiliriz.
‘Güvenilir bir iki kaynak seç ve belli zaman dilimlerinde bak.’
Önlemini al ve Rutinine devam et.
İnsan bu anlarda dünyayı olağanüstü algılayabilir ve kendi hayatını değiştirebilir. Abartılı alışverişler gibi.
‘Önlemini al ve rutinini devam ettirmeye çalış.’
Büyük resmi gör.
Buna benzer zor bir durum daha öncede yaşandı ve insanlık bunu atlattı. Şu an bu duruma alışık olmadığımız için zorlanıyoruz. Önlemler alınır ve insanlık bunu atlatır.
İki öncü soru.
İnsan yoğun kaygı anlarında eksik bir şey varmış gibi hissedebilir.
Yapılması gereken 2 soru var.
- Yapmam gereken şeyler neler?
- Yapmam gereken şeyleri yaptım mı?
Durum ne kadar ciddi olursa olsun hayatının rutinine devam et. Rutinini koru, sabah erken kalkıyorsan erken kalk. Soruna değil ailene, ilişkilerine, işine odaklan. Kendini geliştirmeye odaklan. Bu krizi kendin için bir fırsata çevir.