Biz kadınlar, hayatımızın her döneminde genç ve bakımlı görünmek isteriz. Ancak, daha 20’li yaşlarımız geçmeye başladıkça birçoğumuzun cildinde minik çizgiler ve kırışıklıklar kendini oluşur.
Ne yazık ki zaman, kaçınılmaz etkisini en fazla cildimizde gösterir. Özellikle de göz çevremiz gibi hassas bölgelerimizde bu daha belirgin hale gelir. Göz çevremizde kaz ayağı olarak adlandırdığımız bu kırışıklıklar, kendimize aynada baktığımızda yaşlı ve yorgun hissetmemize neden olur. Bu küçük çizgiler çoğu zaman korkulu rüyamız haline bile gelir.
Kaz Ayağı Nedir ve Neden Ortaya Çıkar?
Gözlerimizin dış bölgelerinde, özellikle de alt tarafında kırışıklıklar oluşur. Genç ve sağlıklı bir görünümün önündeki en büyük engellerden biri olan bu ince, minik çizgilere “kaz ayağı” denilir. Öncelikle çevresel ve genetik faktörlerin sebep olduğu bilinen kaz ayağı kırışıklıkları, herkesin sıklıkla şikayetçi olduğu bir durumdur.
Kaz Ayağı Kırışıklıkları Nasıl Oluşur?
▬ Güneş ışınları, rüzgar ve hava kirliliği gibi çevresel faktörler diğer bölgelere göre daha ince ve hassas bir yapıya sahip olan göz çevresini olumsuz yönde etkilemektedir.
▬ Gözleri kısmak, kaşları çatmak gibi mimikler kaz ayağı kırışıklığına neden olan en önemli faktörlerden biridir. Özellikle konuşurken fazla mimik hareketi kullanan kişilerde kaz ayakları daha belirgin hale gelir.
▬ Makyajın yüzde uzun süre kalması ya da uyumadan önce temizlenmemesi, cildin çabuk yaşlanmasına, gözlerin ve göz çevresinin deformasyonuna sebep olur.
▬ Şekerli içecekler ve yiyeceklerin aşırı tüketimi, cilt üzerindeki elastin ve kolejen liflere zarar verdiği için kırışıkların oluşmasına neden olur. Sağlıklı beslenme bu açıdan çok önemlidir.
▬ Yetersiz su tüketimi, cildin sıvı ihtiyacının karşılanmamasına ve bu nedenle kuruyarak kırışık oluşumuna neden olur.
▬ Sigara bağımlılığı, cildin esnekliğini ve kalitesini sağlayan elastin lifler üzerinde olumsuz etki yarattığı için, cildin zamanla kırışmasına neden olur.
▬ Yüz üstü uyumak, yüzde ve göz çevresinde kırışıklık oluşmasına sebep olur.
▬ Dış faktörler kadar genetik yapımız da cildimizde yaşlanma etkilerini gösteren önemli bir etkendir.
Kaz Ayağı Kırışıklığını Önlemek İçin Neler Yapabiliriz?
Kaz ayağı kırışıklıkları için estetik cerrahiden masaja veya maskelere kadar birçok yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler cildin ve kırışıklığın yapısına göre değişiklik gösteren etkilere sahiptir. Kaz ayağı oluşumunu bir nebze olsun engellemek için bazı yöntemler vardır.
● Öncelikle gözlerimizi olabildiğince az kısmalıyız. Özellikle güneş gözlüğü kullanımı, bu konuda bize oldukça kolaylık sağlamaktadır.
● Kaz ayağı kırışıklıkları için masaj yöntemleri de size yardımcı olacaktır. Masaj cildinizin altındaki kas dokusunu harekete geçirerek daha gergin olmasını sağlayacaktır.
● Uyurken yüz üstü uyumamaya özen göstermeliyiz. Ayrıca, uyku ihtiyacımızı yeterince karşılamamız gerekmektedir.
● Güneşin yaydığı UVA ışınları kırışıklığa sebep olduğu için, yıl boyunca cilt tipimize uygun güneş koruyucu krem kullanmalıyız.
● Cildimizi temizledikten sonra, nemlendirici kullanarak cildimizin kurumasını engellemeliyiz. Kendiniz kaz ayakları için evde maske yapabilirsiniz. Doğal malzemelerden hazırlanmış bu maskeler sadece kaz ayakları için değil tüm cildiniz için de yararlı olacaktır.
● Yeterli miktarda su tüketerek, cildimizin ihtiyacı olan sıvıyı tedarik etmeliyiz.
● Gün boyunca gözlerimizi yorabilecek işlerle uğraşıyorsak, belirli aralıklarla gözlerimizi kapatarak dinlendirmeliyiz. Kaz ayağı kırışıklıkları için egzersizler, bu rahatsız edici kırışıklıkların oluşmasını ya da azalmasını engelleyen başarılı bir korunma yöntemidir. Ancak bazen ne kadar korusanız da ya da önleyici azaltıcı tedbir alsanız da o minik kırışıklıklar göz çevrenizde sizi rahatsız etmeye devam eder. O zaman da kaz ayağı kırışıklıkları estetik yöntemlerle yok etmenin zamanı gelmiş diyebiliriz.
Kaz Ayağı Kırışıklığı Nasıl Tedavi Edilir?
Güneşten korundunuz, kremler veya masajlar uyguladınız ama gene de aynada o çizgileri gördünüz mü? İşte, bazen ne kadar dikkat edersek edelim, kaz ayağı kırışıklıklarını engellemek mümkün olamamaktadır. Özellikle de genetik miras olarak başımıza kaldıysa ve bu beladan kurtulmak için bir çözüm arıyorsak; kaz ayağı tedavi yöntemleri arasında en etkili yol olan estetik yöntemlere başvurmanızın daha en doğrusu olacaktır. Bu yöntemlere kısaca bir göz atarsak;
Botulinum Toksin (Botox): Genel olarak botoks adıyla bilinir. Clostridium Botulinum isimli bir bakteriden laboratuvar ortamında elde edilen bu ilaç, şu an tüm dünyada cerrahisiz estetik alanında en fazla tercih edilen uygulamalardan biridir.
Cerrahi Olmayan Yüz Gerdirme: Son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte, ameliyatsız yüz germe işlemleri daha sıklıkla ve güvenle tercih edilmektedir. Ciltte meydana gelen deformasyonların herhangi bir cerrahi işlem olmadan “dolgu, altın iğne, ultraformer yöntemleri” ile düzeltilmesidir.
Dolgu: En çok tercih edilen yöntemlerden biri de dolgu enjeksiyonu uygulamalarıdır. Kaz ayağı kırışıklıkların giderilmesi için, cildin altına hyaluronik asit verilir. Uygulama öncesinde kişiye mutlaka bölgesel olarak anestezi içeren krem sürülür. Böylece herhangi bir acı ya da ağrı hissedilmemektedir.
Vampir Estetiği: Tıp dünyasında PRP ve PRFM olarak bilinen ameliyatsız güzelleştirme yöntemidir. Hem PRP hem de PRFM, kaz ayağı kırışıklıkları tedavisi sürecinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Kişiden alınmış olan bir enjektör dolusu kandan, bazı tıbbi cihazlar yardımıyla kısa sürede yöntem için gereken solüsyon hazırlanır. Herhangi bir anesteziye gerek olmadan kaz ayağı bölgesine enjekte edilir.
Mezoterapi: Her mevsim rahatlıkla uygulanabilen mezoterapi öncesinde, herhangi bir hazırlığa gerek yoktur. İşlem öncesinde göz çevresine anestezi içerikli krem uygulanır. Hyaluronik asit, antioksidanlar, aminoasitler ve B grubu vitaminler içeren özel bir karışım kaz ayağı bölgesine enjekte edilir.
Kollajen İndüksiyon Tedavisi: Cildimizin temel yapıtaşlarından biri olan kollajenlerin artırılması ile yapılan bir yöntemdir. Önceden anestezik krem ile uyuşturulan kaz ayağı bölgesinde, dermaroller sistemiyle açılan kanallardan cildin ihtiyacına uygun olarak hazırlanan karışım (amino asitler, biomimetic peptidler, mineraller, büyüme faktörleri) cildin içerisine verilir.