5 Aralık Dünya Toprak Günü! Toprağın yapısında bulunan bazı yararlı mikropların antidepresan etki gösterdiği ise çoktan kanıtlandı.
Toprağa basmanın faydalı olduğunu muhakkak duymuşsunuzdur. Elleri toprağa daldırmak, tarla-bahçeyle ilgilenmek birçok kişi için terapi gibidir. Vücudumuzun toprağa değmesi bizi çoğu zaman rahatlatır.
Yapılan araştırmalar, sağlıklı bir toprağın yapısında bulunan Mycobacterium vaccae adlı bir mikrobun beynimizdeki nöronlar üzerinde Fluoksetin (Prozac) türevi antidepresanlarınkine benzer bir etki ettiğini doğruluyor. Bu ‘mutlu’ mikroplar, mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin üretimini artıran sitokin seviyelerinin yükselmesini sağlıyor. Serotonin seviyelerinin azalması, depresyon, kaygı, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve bipolar bozuklukla doğrudan ilişkiliyken, yeterince serotonin salgıladığımızda kendimizi mutlu ve rahat hissedebilmemiz mümkün olur. Toprakla uğraştığımızda maruz kaldığımız bu yararlı mikrop, tıpkı bir antidepresan gibi davranarak mutluluğumuzu destekliyor.
Kanser hastalarına Mycobacterium vaccae takviyesi vererek deney yapan araştırmacılar, hastaların stres seviyelerinin azaldığını ve yaşam kalitelerinin yükseldiğini gözlemlediler. Aynı zamanda fareler üzerinde yapılan başka bir deneyde laboratuvar farelerine bu mikroptan verildi ve sonuçta farelerin bilişsel yeteneklerinin arttığı, stres seviyelerinin azaldığı ve 3 haftada konsantrasyonlarının da çok daha iyi hale geldiği gözlemlendi.
Toprağa doğrudan temas etmek ve topraklı havayı solumak, hatta ellerimizdeki küçük yaraları toprakla temas ettirmek, bu yararlı mikrobun sistemimize girerek kanımıza karışması için yeterli. Bu bilgiler ışığında toprakla uğraşmanın güncellenmiş faydaları şöyle sıralanabilir:
- Düzenli olarak sağlıklı, doğal bir toprakla haşır neşir olmak, M. vaccae adlı yararlı mikrobun sistemimize girmesini ve sinir sistemimiz üzerinde tıpkı antidepresanların yaptığı etkiyi göstermesini sağlar.
- Topraktaki yararlı bakteriler, özellikle deride oluşan alerji semptomlarını gidermeye yardımcı olur.
- Uzun vadede stresle baş etmek kolaylaşır, mutluluk hormonu seviyeleri artarken stres hormonu seviyeleri azalır.
- Açık havada zaman geçirmek de psikolojik sağlığımız için mükemmel bir şifadır. Yeterince oksijen solumak sindirim sistemimizi düzenler, kan basıncını dengeleyerek tansiyonu düşürür, bağışıklık sistemini güçlendirir ve akciğerlerimizi temizler.
- Oksijen depolamanın yanı sıra açık havada zaman geçirmek, güneş ışığına da maruz kalmamızı sağlayarak D vitamini almamızı sağlayacaktır. Yeterince D vitamini aldığımızda da bağışıklık sistemimiz, kemiklerimiz ve dişlerimiz güçlenir.