Her alanda görmeye alıştığımız yapay zekâ bu kez yazar olarak sanat dünyasına giriyor. Yazarlar konuyla ilgili endişelerini dile getirirken edebiyat camiasının nasıl önlemler alacağı merak konusu oldu.
Yapay zekânın sanata el atmasına, özellikle de hem küratör hem eser sahibi olarak plastik sanatlar alanında yer almasına sanatçılar sert tepki göstermişti. Resim yapan, tasarım yarışmalarında ödül alan, türlü görsel içerik üretimleriyle ortaya çıkan yapay zekâ uygulamalarının ardından sanatçılar kendilerinin yerini bu uygulamaların almaması için çok uğraştılar. Şimdi benzer bir kaygıyı yazarlar taşıyor.
2022 yazında yapay zekâ tarafından yazılıp çizilen çizgi romandan bu hafta bir yapay zekâ şirketi olan OpenAI tarafından piyasaya sürülen ChatGPT’nin son versiyonuna kadar ilerleyen teknoloji yazın camiasındaki endişeleri artırıyor. Kitaplar, dergiler ve Wikipedia dahil olmak üzere internetten alınan metin veritabanları kullanılarak eğitilen yapay zekâ, 300 milyar kelime dağarcığına sahip. Konuyla ilgili yazarlar art arda endişelerini belirtirken kitapları tüm dünyada ‘çoksatanlar’ listelerinin üst sıralarında yer alan, özellikle de 19. YY Londra’sında yaşayan sekiz kardeşin aşk hayatlarını anlatan, diziye de uyarlanan “Bridgerton” roman serisiyle tanınan Julia Quinn yapay zekânın yazarların yerine geçme düşüncesinin korkunç olduğunu söyleyerek en sert açıklamalardan birini yaptı. Quinn birkaç yıl önce yapay zekâ tarafından yazılan romantik bir kurgu okuduğunu ve çok kötü olduğunu söyledi. OpenAI tarafından geliştirilen ve diyalog konusunda uzmanlaşmış bir prototip yapay zekâ robotu olan ChatGPT’nin ortaya çıkmasından rahatsız olduğunu belirten yazar her şeye rağmen insan yaratıcılığının önüne geçilmeyeceğine inandığının da altını çiziyor. Yapay zekâ imzalı romanlar birbiri ardına yayımlanmaya başlarken edebiyat dünyasının kendini korumak için ne tepki vereceği ve ne tip önlemler alacağı merak konusu.