Koreografik ögelerle beslenen defileler, podyumda dans eden modeller, hareketin yön verdiği kıyafetler. Moda izleyicilerini bir dans gösterisine,bir sahne sanatları şovuna davet ediyor
Christian Dior’un 2019 ilkbahar/yaz koleksiyonundaki akışkan elbiseler, tül ve dantelden uzun etekler bana Romeo ve Juliet balesinin yere kadar uzanan kostümlerini, modellerin baş bantları, mayoları ve kurdelelerle bağlanmış babetleriyse klasik bale derslerindeki dansçıları hatırlattı.
Bu şiirsel dünyaya tamamen yabancıysanız bile Dior defilesinin dansa övgü niteliğinde olduğunu anlamakta güçlük çekmezsiniz. İsrailli koreograf Sharon Eyal’ın imza attığı çağdaş bir performansla sahne alan sekiz dansçının Dior modelleriyle birlikte 164 metrekarelik bir alanda kendilerini hareketin özgürlüğüne bırakmaları, oldukça estetik ve şiirsel bir görüntü yaratıyordu. Nude renklerse hem dans hem de modanın ortak öğesi olan bedene, bedenin esnekliğine gönderme yapıyordu. Duvarlarda asılı olan, Loie Fuller, Isadora Duncan, Martha Graham ve Pina Bausch gibi özgür, modern ve güçlü kadın dansçıların, “Dance is the movement of the universe concentrated in an individual” gibi sözleriyse bu görüntüyü daha etkili kılarken, kreatif direktör Maria Grazia Chiuri’nin önceki koleksiyonlarında altını çizdiği güçlü ve feminist kadın imgesini hatırlatır nitelikteydi. Kısaca fikirlerinde olduğu kadar hareketlerinde de özgür kadınlar defileye ve koleksiyona damga vurdu. 2019 ilkbahar/yaz sezonunun dansı sadece Dior’la sınırlı değil.
Gucci (Getty Images Türkiye)
TÜTÜLER PODYUMDA
Sokak modasını lüks giyimle buluşturan, zıtlıkları yan yana getiren Off-White’ın bu sezon sneakers’larla kombinlediği tütü etekleri, markanın bu defa klasik baleyle modern dansın birlikteliğine vurgu yapmasını çağrıştırdı bana. Japon modacı Junya Watanabe’nin jean’lerin üzerine giydirdiği, denim’le buluşturduğu tütü etekler onun ne kadar yenilikçi olduğunu bir kez daha hatırlattı bize. Romantik dönem balenin öncü eserlerinden Giselle, bugün yeniden modern bir koreografiyle hayat bulsaydı, uzun beyaz tütüler içindeki balerinler pekala Watanabe’den ilham alabilir, bu defa jean’lerinin üzerine hızlıca tütülerini çekip sahneye çıkabilirlerdi. Ballet ve hiphop kelimelerinin birleşiminden türeyen bir “hiplet” gösterisine imza atabilirlerdi; kim bilir…
Junya Watanabe (Getty Images Türkiye)
Courreges defilesinde PVC ve vinil ceket, elbise ve mini etekleriyle markanın fütüristik ruhuna sadık kalan modeller tıpkı bir point gibi bağlanmış babetleriyle sanki bir tekno club’da sahne almaya hazırlanıyorlardı. Dansın ve tiyatronun iç içe geçtiği Franck Sorbier’nin 2019 haute-couture yaz defilesindeki modeller üzerinde yükseldikleri siyah, sarı ve bal rengi point’lerle Fransız tasarımcının şiirsel koleksiyonunu onurlandırıyorlardı. İzleyicilerin bir haute-couture balesine alkış tuttuklarını söylemek yanlış olmaz.
DANS MODAYI ÖZGÜRLEŞTİRİYOR
Sahne sanatlarının dans, tiyatro ve son olarak Dior 2019 haute-couture yaz defilesinde gördüğümüz gibi sirk şeklinde moda dünyasına dahil olması aslında yeni değil ama yaz sezonu defilelerinde bu buluşmaya oldukça sık rastladık. Geçtiğimiz ocakta gerçekleşen Kopenhag Moda Haftası’nda Danimarkalı tasarımcı Stine Goya’nın rengarenk giyimli modelleri podyumda dans ederken hem eğleniyor hem de eğlendiriyorlardı. Fransız filozof Marie Schiele, “Dans kıyafetlere hayat, canlılık ve renk katar” diye anlatıyor. Yürümek dışında, dansın akışkanlığı ve esnekliğiyle mesleğin robotik ve monoton tavrını kıran modellerin podyumda çok daha enerjik, pozitif, mutlu göründüklerine ve bu duyguyu hem kıyafetlere hem de izleyicilere yansıttıklarına şüphe yok. Dans moda dünyasına her zaman ihtiyacı olduğu yeniliği getirip özgürlük aşılarken moda dünyası da dansın, özellikle klasik balenin popülerleşmesine katkıda bulunuyor. Ve iki taraf da bu ilişkiden kazançlı çıkıyor… Yalnız defilenin gösteri kısmının ve koreografinin kıyafetlerin önüne geçme riskine karşı, moda dünyasının hazırlıklı olması gerekiyor. Tıpkı Dior 2019 yaz defilesinde sekiz dansçının gerçekleştirdiği şovun, Maria Grazia Chiuri’nin harika kıyafetlerini bir nebze gölgelemesi gibi…
Franck Sorbier (Getty Images Türkiye)
Dans etmeyi bilmiyorsanız bile sezonun tasarımlarıyla, tütü etekler, bale pabuçlarını andıran babetler, body’ler ve uçuşan elbiselerle kendinizi (bir dansçı kadar) hafif, özgür ve esnek hissedeceksiniz. Modern dans koreografı Pina Bausch’ın dediği gibi “Dans edin, dans edin, aksi takdirde hepimiz kaybolacağız.”
YAZI: Selin Miloşyan
ELLE 2019, Mart sayısından alınmıştır.