Kadın ya da erkek ayrımı olmaksızın her üç kişinin en az birinin yaşamlarının herhangi bir dönemlerinde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığı düşünülmektedir.Esas olarak üç gruptur.

1)Cinsel işlev bozuklukları 2)Parafililer(cinsel sapkınlıklar)

3)Cinsel kimlik bozuklukları(transseksüalite).

Cinsel işlev bozuklukları kadınlarda; cinsel istek azlığı,cinsel tiksinti bozukluğu, uyarılma ve orgazm bozukluğu, ,vajinusmus ve ağrılı cinsel birleşme sorunlarından oluşur.

Erkeklerde ise cinsel istek azlığı, cinsel tiksinti bozukluğu sertleşme bozukluğu,erken boşalma ve diğer boşalma bozuklukları ile ağrılı cinsel birleşme sorunlarından oluşmaktadır.

Cinsel işlev bozukluklarının hem bedensel(organik) hem de psikolojik nedenleri vardır.Bir çok zaman da psikolojik ve organik nedenler sorunun ortaya çıkmasında beraberce rol alırlar. Ayrıca sorun bedensel ya da ilaç kullanımı gibi çeşitli organik nedenlerle ortaya çıksa bile, bir süre sonra psikolojik etkenler de tabloya eklenebilmekte ve durumu daha da içinden çıkılamaz hale getirebilmektedir.

Hastalar cinsel yan etkileri veya işlev bozukluklarını hekime söylemede zorlanırlar.

Vajinusmus;

Cinsel birleşme denendiğinde vajinanın dış üçte birini çevreleyen kaslarda yineleyici ve sürekli bir biçimde oluşan kasılmalar ve şiddetli acı nedeniyle cinsel birleşmenin gerçekleşmemesi ya da ağrılı sıkıntılı olarak gerçekleşmesidir. Bu kasılma istemsiz yani kadının bilinçli kontrolü dışında gerçekleşen bir kasılmadır.

Vajinusmusla karşılaşan çiftlerin çoğu, bunun bir tek kendi başlarına gelen bir sorun olmadığını, ülkemizde kendileri gibi on binlerce çift olduğunu bunun tanınan ve düzelebilen bir bozukluk olduğunu bilmelidir.

Vajinal girişteki bu kasılma jel kullanımı, alkol alındığında psikolojik ilaç kullanıldığında, uykuda hamile kalmakla, çocuk doğurmakla, lokal anestezik, kas gevşetici, botoks vb. ilaç uygulamaları ile ortadan kalkmaz.

Kızlık zarının operasyonla alınması, çiftlerin muayenehanede cinsel birleşmeye zorlanması ya da genel anestezi altında cinsel birleşme sağlanması gibi uygulamalar sorunu çözmekten uzaktır.Bu yöntemler bilimsel olmadığı gibi etik de değildir.

Vajinusmusun herhangi bir ilaç ya da operasyonla tedavisi mümkün değildir.

Cinsel tedaviler konusunda deneyimi olan terapistler tarafından yapılan cinsel terapiler ile, ortalama 2-4 ay sürede 6-10 seansta çok yüksek bir başarı oranı ile vajinusmus tedavi edilebilmektedir.

En kolay tedavi edilebilen cinsel işlev bozukluğudur.

Cinsel İstek Azlığı;

Kadınlarda ülkemizde görülen en yaygın cinsel işlev bozukluğudur. Nedeni daha çok psikolojiktir. Özelleşmiş terapistler tarafından tedavi edilirler.

Cinsel Tiksinti Bozukluğu;

Cinsel ilişki kurmaktan sürekli ve aşırı biçimde tiksinti duyma ve bu nedenle cinsellikten tümüyle kaçınmaktır.Özelleşmiş terapistler tarafından tedavi edilirler.

Kadında Orgazm Bozukluğu;

Yeterince cinsel uyarıya karşın çoğunlukla ya da her zaman orgazmın yaşanması, gecikmesi ya da güçlükle ulaşılabilmesidir. En önemli psikolojik nedenleri arasında tutucu değer yargıları, suçluluk duyguları, cinsel travmalar, yetersiz cinsel bilgi ve deneyim, duygusal hazırlığın ya da eşle olan duygusal iletişimin yetersizliği, yetersiz sevişme ve cinsel uyarı, eşteki erken boşalma ya da ereksiyon güçlüğü nedeniyle yetersiz cinsel birleşme süreci sayılabilir.

Eşler arası uyumsuzluk, evlilik içi çatışma, cinsel travma çeşitli jinekolojik ve sistemik hastalıklar, kullanılan ilaçlar alkol ya da uyuşturucu madde kullanımı da neden olabilir.

Özelleşmiş terapistler tarafından tedavi edilirler.

Sertleşme Bozuklukları;

Penisin cinsel beraberlik için gerekli sertleşmeyi tekrarlayıcı, kalıcı biçimde sağlayamama ya da sürdürememe durumudur. Bu sorun tekrarlayıcı ve altı ay gibi uzun sürmelidir.

Geçici sertleşme güçlükleri her erkeğin yaşamının çeşitli dönemlerinde olabilir ve kısa sürede kendiliğinden geçer. Oysa kişi paniğe kapılarak hızla performans anksiyetesi geliştirir. Psikojenik sertleşme bozukluğunun ortaya çıkaran en önemli neden budur.

Performans anksiyetesi, özellikle cinsel bilgi ve deneyimi yeterli olmayan kişilerde bir kez yaşanan sertleşme güçlüğünün ardından bile ortaya çıkabilen sıklıkla geçici ve hafif olarak yaşanabilen bir durumdur.

Sertleşme bozukluğu en sık rastlanan değil ama en fazla doktora başvuru nedeni olan cinsel işlev bozukluğudur.

Psikojenik, organik ve ya da çoğul nedenlerden kaynaklanabilir.

Yaşla, sigara ve alkol kullanımı ile diabetes mellitüs ve hipertansiyon gibi sistemik hastalıklarla birlikte rastlanma sıklığı artar.

Tedavi; Cinsel danışmanlık, bilgilendirme ve terapi teknikleriyle performans anksiyetesinin ortadan kaldırılmasından, partner ilişkisinin düzeltilmesine, kişinin stres, sigara alkol gibi yaşam biçimi ve alışkanlıklarının düzenlenmesinde, bedensel hastalıklar ve tedavisinde kullanılan ilaçların yeniden gözden geçirilmesine kadar geniş bir yaklaşım tedavinin temel ilkesidir.

PDE5 inhibitörleri Viagra vb. afrodizyak değildir,erken boşalmaya etkileri yoktur. ve kadınlarda kullanım endikasyonu da yoktur. Organik ve psikojenik kökenli sertleşme bozukluğunun tedavisinde kullanımı başarılı sonuçlar vermiş ve ilk adım tedavi seçeneği olmuştur.

Erken Boşalma;

Çok az bir cinsel uyarı ile bile kişinin istemesinden veya planladığından daha önce boşalması, diğer bir deyişle boşalmasını denetleyememesi, ya da istediği kadar erteleyememesidir. Yani kişinin boşalma refleksi üzerinde istemli denetiminin bulunmaması, diğer bir deyişle henüz öğrenememesidir.

Süre asıl ölçüt değilse bile, birleşmeden önce ya da cinsel birleşmenin ilk bir dakikası içerisindeki boşalma kesin olarak erken boşalmadır. Cinsel deneyim eksikliği, boşalma ve orgazm ile alakalı yanlış inanışlar neden olabilir.

Hem erkeğin hem de kadının cinsel yaşamında doyumsuzluk yaratan bir cinsel işlev bozukluğudur.

Geciktirici sprey, krem ya da prezervatif kullanımı, birleşmeden önce alkol yada antidepresif ilaç alma penisin duyarlılığını azaltıp boşalma süresini uzatma sağlanabilir. Bunlar kesin çözüm getirmez. Cinsel terapi ile kişiye boşalma kontrolünün öğretilmesi esastır.

Kırk yaşının altındaki olgular, dalgalı bir seyir izleyen, durumsal olarak ortaya çıkan cinsel işlev bozuklukları çok büyük oranda psikolojik kökenlidir.

Cinsel tedaviler genellikle uzmanlaşma, ek eğitim ve deneyim gerektiren tedavilerdir.

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir