Araştırmalar gösteriyor ki, arkadaş olabilen, “sen-ben” değil “biz” diyebilen, kusurları büyütmek yerine örten, eşinin ailesini dert değil dost gören çiftler mutlu oluyor. E tabii bir de küçük adımlarla sevgiyi besleyenler…

Melih Cevdet’e sormuşlar ‘evlilik nedir’ diye. “Eskiden, kız ve erkek tarafı bir araya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için hazırlık yapılır, beraberce yeni çifte ev kurulurdu. O zamanlar evler bahçe içinde, müstakildi. O yüzden ‘evlenmek’ denirdi. Şimdi yeni evliler apartman katlarındalar. Onun için artık evlilik ‘katlanmak’ oldu” demiş… Belki latife, belki bazı hayatlara dair bir benzetmedir, bilinmez ama son yıllarda her şeyi olduğu gibi, önce sevgi, sonra evlilikler tüketilir oldu. Geçmişte gelinlikle çıkılırdı baba evinden ve dönüşün de ancak ‘kefenle’ olacağı kabul edilirdi. Şimdiki gibi “Olursa olur, olmazsa evlilik de bir imza, boşanmak da” demezdi insanlar. Yuvalar ‘ömür boyu’ dileğiyle kurulur, dualar ‘bir yastıkta kocamak’ için edilirdi. 


Şimdi her şey çok değişti. İnsanlar izdivaç programlarında, sosyal medyada arıyor mutluluğu. Oralarda karşısına çıkanı da “aradığı kişi” zannediyor ve kısa sürede pişmanlık gözyaşları başlıyor. İşte bu ve benzeri sebeplerle olsa gerek; boşanmaların büyük çoğunluğu ilk 5 yılda gerçekleşiyor. 2017 yılında 140 bin çift boşanmış. Bunların 47 bini evliliğinin ilk 5 yılında yollarını ayırmış..

Neler oluyor neler!

Boşanma avukatları, müvekkillerinin yaşadıkları kötü tecrübeleri de şöyle anlatıyor.

Küçük düşürüp alay ediyor

Dilekçeye klasik sebep yazılsa da, avukatlarıyla konuşan kadınlar, “Küçük düşürüyor, sonra da alay ediyor. Ailesine karşı kesinlikle savunmuyor. Sonra da ‘beni anlamıyorsun’ deyip kabuğuna çekiliyor. Ardından sosyal medyada kendisini kaybediyor. Sonra yine suçlu ben oluyorum” diyerek anlatıyor yaşadıklarını…

Sosyal medya da boşanma sebebi

Kişilerin sosyal medyada fazla zaman geçirmesi de evlilikleri olumsuz etkiliyor. Kişisel danışma uzmanı Birgül Ayvan da, “Eşlerden birisi sosyal medyada geçirdiği zamanın 10’da birini eş ve çocuklarına ayırmayınca konuşma ve paylaşımlar azalıyor, iki taraf da tek kişilik yaşamaya başlayınca da çözülme başlıyor. Benim doğrularım, benim önceliklerim” başlayınca da sonuç kaçınılmaz oluyor” diyor.


Mutlu edilmeyi değil mutlu olmayı isteyin

Boşanmaya giden sürecin nasıl başladığı çeşitli ama, büyük umutlarla başlayan evliliklerin ‘sonsuz’ olması için iki tarafın ve hatta ailelerin de yapması gerekenler var. Birçok uzmanın görüşü ve yaşam koçlarının görüşlerinden derlediğim tavsiyeleri şöyle sıralayalım;

HATAYI BÜYÜTMEYİN

Bir hata varsa, sahibi önemli değil. Önemli olan çözümü için ne yapıldığı. Araştırmalar, 1 hata için 5 güzel şey yapılması gerektiğini gösteriyor.

AİLEYE YAKIN OLUN

Arkadaşlarınıza yakın olun. Eşinizin ailesi ise ‘dert’ değil, ‘dost’ olsun. Eşinizi, ailesinden uzaklaştırmaya çalışmak yerine büyük bir aile olmayı deneyin. Araştırmalar aile çemberi içinde kalan evliliklerin daha sağlıklı olduğunu gösteriyor.

TEK MERKEZİNİZ OLMASIN

Evlilik tarihçisi Stephanie Coontz, “En mutlu çiftler, birbiri dışında zengin ilgi alanları olanlar, arkadaş ve ailesinden destek görenlerdir” diyor.

BEKLEMEYİN, MUTLU EDİN

Toplumumuzda sürpriz bekleyen, mutlu edilmeyi uman taraf kadınlardır. Beklemeyin. Siz de ara sıra sürpriz yapın, sevginizi besleyin ve siz de mutlu olun.

İYİ HABERİ KUTLAYIN

Boşanma, kötü şeylerin artmasından değil, güzelliklerin azalmasından kaynaklanıyor. Onun için birlikte güzel vakit geçirin, iyi şeyleri kutlayın, büyütün. 

ÖRNEK OLUN

Mutlu evlilikte büyüyen çocukların evliliklerinin de iyi gittiği bir gerçek. Onlara örnek olmak için de mutlu olmayı beklemeyin, mutluluğu isteyin.

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir