Kardeş Kıskançlığı Nasıl Önlenir? Hangi durumlarda kıskançlığa sık rastlanır? Kardeşinin Olacağı Çocuğa Nasıl Söylenmelidir?

Kardeş kıskançlığı veya kardeş çekişmeleri birden fazla ve özellikle de yaşları birbirine yakın olan çocuklara sahip ailelerde genellikle rastlanan bir durumdur. Kıskanma duygusu çocuklarda 2 yaş dönemlerinde kendini belli etmeye başlar. Aslında kıskanma duygusu yaşamın her döneminde kendini gösterebilen; sevinç, üzüntü, korku, öfke gibi doğal bir duygudur. Bu hissi yaşayan çocukların duyguları doğal karşılanmalıdır. Önemli olan, çocuğun kendisini rahatsız eden bu duygunun farkına varması ve doğru davranış biçimlerini oluşturabilmesidir. Bu aşamada anne ve babanın tavırları ve davranışları çocuğun “kıskanma” duyguyla başa çıkmasında önemli bir rol oynar.
Aile içerisinde belirli dinamikler vardır. Çocuklar anne ve babalarının ilgisini hangi yaşta olurlarsa olsunlar hissetmek isterler. Bu sebeple aileye yeni katılan bir çocuk ile diğer kardeş arasında içsel olarak bir çekişme yaşanabilir. Anne-baba sevgisini paylaşmak kolay değildir. Kıskançlık duygusu çocuğun ebeveynin “sevdiği tek kişi” olma isteğinden, arzusundan kaynaklanır.

 

Kıskançlık doğaldır. Bir çocuğun kardeşini kıskanması veya ona zarar vermek istemesi kötü bir çocuk olduğunu göstermez. Çocuğun hayatını eve yeni gelen bir kardeşle paylaşmak zorunda olduğunu öğrenmesi, çoğunlukla çocuğu mutlu etmez ve bu süreci bir peri masalı gibi yaşayamayabilir.
Anne babalar ise, sevgilerini eşit olarak çocukları arasında paylaştırmak zorunda hissederler. Oysa anne-baba sevgisi eşit olarak paylaştırılabilecek bir şey değildir; aynı güzel bir pastanın dilimlerini eşit olarak bölmenin çok zor olması gibi. Bunu yapmaya çalışmanın, kıskanmasın diye bir çocuğa bir şey alırken hep aynısından diğerine de almanın, ilgi eşit olsun diye çocukları anne ve babanın sadece biriyle annenin, diğeriyle babanın zaman geçirmesi şeklinde paylaşmasının vb. kıskançlığı arttırmaktan başka faydası olmaz. Her çocuğun kendine ait bir annesi, bir babası vardır; tıpkı her bir çocuğun kendi anne babası için tek olması gibi. Çocuklar sevgiyi eşit paylaşmak istemezler. Aynı şekilde değil, kendilerine özel, ayrı biri olarak sevilmek isterler.

 

Kardeş Kıskançlığı Gösteren Çocuk Neler Yapabilir?

 

Çocuklar kıskançlıkları ile baş edemediklerinde, duygularını bastıramadıklarında “kıskançlık” çeşitli belirtiler ve yaramazlıklar şeklinde ortaya çıkabilir.

Kabuslar görmek
Kardeşine zarar vermek
Alta kaçırmak
Parmak emmek
Ortalığı kırıp dökmek
Kardeş Kıskançlığı

Tırnak yemek, saç yolmak
Yemek yememek
İçe kapanmak, isteksizlik
Baş ağrısı, mide bulantısı vb.
Cilt lekeleri
Okula gitmek istememek
Geç uykuya dalmak
Sürekli rekabetçilik veya tüm yarışmalardan kaçınma,
Sürekli girişken, popüler olmaya çalışma veya kendine güvensiz ve itaatkar olma,
Kayıtsız veya cömert olma veya insafsız açgözlülük
Hangi durumlarda kıskançlığa sık rastlanır?
Büyük çocuğun kardeşi dünyaya geldiğinde “Sen artık büyüdün, abi/abla oldun” şeklinde bir yaklaşım ile karşılaşması sandığımız kadar masum olmayabilir.

 

Büyük kardeş de hala çocuktur ve onda evdeki vazgeçilmezliğinin ele geçirileceği hissini uyandırabilir. Aklı başında davranması, örnek olması, annesine çok fazla ihtiyacı olan bu minicik şeyi kabullenmesi, o küçük olduğu için ona öncelik tanıması gerekmektedir. Yeni bir üyenin aileye katılması büyük çocuk için mutlaka kıskançlık ve üzüntü getirecektir gibi net cümleler kurmak çok doğru olmayacaktır. Fakat evdeki saltanatını hiç kimse kaybetmeye yanaşmaz.

 

Kıskançlık duygusu ile Çocuk Nasıl Baş Eder?

 

Anne-babanın dikkatini üzerine çekmek için yeniden kardeşi gibi bir “bebek” olmak için elinden geleni yapabilir. Rekabeti eşit şartlarda sürdürmek için kardeşi gibi olmak isteyebilir. Bu durum en sık gözlenen davranışlardandır. Büyük çocuk yeniden altını ıslatabilir, kekeleyebilir, kucak isteyebilir, parmak emebilir.

Çocuklar kıskançlık duygusunu sadece kardeşleri ile yaşamazlar. Boşanmalar ve yeniden evlenmeler de kıskançlık duygusunu , anne ya da baba üzerinden hissetmesine neden olabilir. “Eğer annem beni terk edebiliyorlarsa, babam da terk edebilir ” diye akıl yürütebilirler korku ve endişe duyabilirler. Anneleri telefonla konuştuğunda öfke nöbeti geçirebilir veya babaları dışarı çıktığında huzursuz olurlar. Bu çocukların en son istedikleri şey ebeveynlerini yabancı bir yetişkinle paylaşmaktır.

 

Kıskanan Çocuğa Nasıl Davranmak Gerekir?

 

-Öncelikle kıskançlık duygusunu dışa vurmasına teşvik edilmelidir. Çocuğun kıskançlık duygusunu empati ile karşılamak önemlidir, kendimizi onun yerine koyarak anlayış göstermemiz gerekir.
-Kıskançlık davranışları küçümsenip basite indirgenmemelidir.

-Eleştirmek ve kınayıcı ithamlarda bulunulduğunda, kendisini kötü hisseden çocuk açısından “bu duruma o sebep oldu” düşüncesiyle kardeşini sorumlu tutacak ve ona karşı olumsuz, düşmanca duyguları artacaktır.
– Kardeşler arası problemler, bir kardeşin ihmaline bağlıysa, anne babalar ile çocuklar arasında düzenli ve güvenli birliktelik sağlanmalıdır.
-Çocuklar arasında kıyaslama yapılmamalıdır.
-Kavga eden çocuklara evde ayrı oyun yerleri hazırlanabilir.

-Aile büyüklerinin kardeşlerin aralarında çıkan anlaşmazlıklarda durum çok ciddi değilse karışmaması gerekir; kardeşlerin sorunlarını kendi içlerinde çözmeyi öğrenmeleri önemlidir.
– Eğer kardeşlerin kavgalarına müdahale etmek gerekiyorsa, kimin haklı olduğu üzerinde değil, durum değerlendirmesi yapılarak birlikte çözüm bulmalarına odaklanmalıdır.

 

Kardeşinin Olacağı Çocuğa Nasıl Söylenmelidir?

 

-Çocuk, kardeşinin olacağını ilk önce kendi anne ve babasından öğrenmelidir. Aksi halde çocuk farklı tepkiler verebilir.

-Mümkün olduğunda abartısız ve törensiz, kısa bir şekilde. Çoğu zaman “Ailemize yeni bir bebek katılıyor” demek yeterlidir.

-Anne babalar açıklama yaparken tedirgin olmamalı çok uzun ve karmaşık cümlelerden kaçınmalıdır.
-Bebek dünyaya gelmeden önce büyük çocuğu dünyanın merkezi haline getirmemek, ona bağımlı yaşamamak, her şeyi ona göre düzenlememek önemlidir. Çocuğun her istediğinin yapılmaması, her an onun yanında olmamak, bireyselliğini kazanması açısından önemlidir.
– Anne karnı belirginleştikten sonra bebeği sevme çalışmaları yapmak, bu çalışmaları yaparken onu annenin yakınında tutması ve ona dokunmak kardeşi ile bağ kurmasına yardımcı olacaktır.
– Kardeşi için onun dikkatini çekebilecek düzeyde alışveriş yapmamaya özen gösterilmelidir.

-Aileye katılacak yeni bireyle birlikte ev ortamında yaşanabilecek bir takım değişikliklerin çocuğa daha önceden anlatılması çocuğun duruma alışmasını daha da kolaylaştıracaktır.
-Kardeşi doğmadan önce büyük çocuğun yatağını ve odasını anne-babanın odası ve yatağından çoktan ayırmış olmak gerekir.
– Anne doğumdayken büyük çocuğun hastane içinde değil de, hastane bahçesinde güvendiği bir kişi, tercihen baba ile birlikte olması, kardeşi ile ilgili duygularının konuşulması, sorularının kısaca cevaplanması ona yardımcı olacaktır.

 

Kardeşi Doğduktan Sonra Şunlara Dikkat Edilebilir:

 

-Büyük çocuk annesiyle doğum sonrasında anne rahatladıktan sonra görüşmelidir; çünkü annesini hasta, bitkin, zayıf halde görmesi bebeği veya kendisini suçlamasına sebep olacaktır.
-Kardeş ilk karşılaşması mümkünse bebeğin kendi yatağının yanında olmalıdır. Gerekirse, kardeşten gelen güzel bir “merhaba” hediyesi büyük çocuğu rahatlatabilir.
-Anne bebeği emzirmeye başladığında bir kolunda bebeğin, diğer tarafında da büyük çocuğun olması önemlidir. Annenin bir taraftan bebeği emzirirken diğer taraftan da onunla sohbet etmesi büyük çocuğu mutlu edebilir.

 

-Evdeki gündem sadece yeni doğan bebek olmamalı, bu konuda eve gelip giden akraba ve misafirler de uyarılmalıdır.

-Kaliteli ve tutarlı zaman geçirmeye, etkili iletişim kurmaya çalışılmalıdır. Buna kardeşin doğumundan sonra da devam edilmelidir. Çoğu ebeveyn bebeğin doğumu ile birlikte büyük çocuğa hiç zaman kalmadığından yakınır. Oysa ki eşlerin kendi aralarında yapacağı görev dağılımı ve zaman planlaması her anlamda kolaylık sağlayacaktır. Burada önemli olan büyük çocukla bebekten arta kalan zamanda ilgilenmek değildir. Örneğin anne bebeğini emzirirken baba da büyük çocuğu ile gezmeye gidebilir, ya da baba bebekle ilgilenirken, anne ile büyük çocuk da birlikte bir plan yapabilirler.

-Büyük çocuğa her zaman gösterilenden daha fazla (aşırı ilgi) göstermek, çocuğun gözünde çok inandırıcı olmaz. Aynı zamanda büyük çocuğun yanında kardeşi abartılı şekilde sevmekten kaçınılmalıdır.

-Kardeşleri birbirleri ile kıyaslanmamalı, kardeşlerin birbirinden farklı bireyler olarak değerlendirilmelidir.

-Büyük çocuğa kardeşi ile ilgili belli başlı sorumluluklar verilmelidir. Ancak bunu yaparken sürekli “sen büyüksün, alttan al biraz, anlayış göster” şeklinde mesajların veya öğütler sürekli verilmemelidir.

Kardeşi olmayan ancak akranlarını, sınıfta arkadaşlarını, evcil bir hayvanı ,aile ortamında kuzenlerini kıskanan çocuklar da vardır. Bu duygu ile baş etmeleri, kardeşler arası yaşanan sorunların azalması ya da yoğunlaşması anne-babaların ve hatta çocuğun diğer yakınlarının takınacakları tavır ve tutumlarla ilgilidir. Normal düzeyde yaşanabilecek çatışmalardan farklı bir tablo gözlemlediğinizde yardım almak, sorunların büyümeden hallolmasına katkıda bulunacaktır.

Güner Ö. Sarıiz

 

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir